Ana içeriğe atla

Lahmacun Harcı

Güvenlik kontrolünden geçip, hava alanına giriş yapınca derin bir nefes aldı. Elindeki pasaportu eşine uzatırken; Mersin’deki çocukluk arkadaşını aradı. “Şekerim bizim plan değişti. Almanya’ ya dönüyoruz. Umarım bir sonraki sefere görüşürüz.” dedi. Eşi biletleri değiştirirken o bankonun önündeki koltuğa oturdu. “Ya, biz ne yaşadık böyle?” diye düşünmeye başladı.

Hale, uzun yıllardır Almanya’ da yaşamasına rağmen bir ayağı hep Türkiye’ de olan biriydi. Daha senenin başında, izinlerini bayramlara göre ayarlar, Ramazan ayını, Kurban Bayramı’nı Türkiye’ de geçirmeye gayret ederdi. Yaz tatillerini güneyde geçirdiği gibi, iş temposu azıcık rahatladığında, son dakika da olsa, biletini ayarlar, soluğu memlekette alırdı.

Her bayram yaptığı gibi bu bayram da Adana’ ya uçmuş oradan memleketi olan Mersin’e annesinin yanına geçmişti. Amacı hem biraz dinlenmek hem de ailesiyle birlikte keyifli bir zaman geçirmekti. Ne de olsa; insan baba evinde çocuklar gibi şen olurdu. Kardeşleriyle eski günleri yad etmek, güzel sofralar kurmak, lezzetli yemekler eşliğinde uzun sohbetler etmek ona iyi gelecekti.

Sabahtan kız kardeşini arayıp “Söz verdiğin lahmacun harcını hazırla bakalım, akşama yemeğe sendeyiz.” dedi. Kız kardeşi teklifini kabul etti. Buna memnun olan Hale; “Lahmacun partisi. Oh mis. Şöyle soğanlı, bol yeşillikli.” diye geçirdi içinden. Mersin’e geldiklerinde lahmacun keyfi yapmadan dönmezlerdi.

Ancak kardeşi öğlene doğru arayıp; kızının bayramlığının küçük geldiğini, onu değiştirmek için Adana’ ya gitmesi gerektiğini söyledi. “Abla lahmacun harcını siz hazırlayın. Yemeği de annemlerde yeriz.” dedi.

Hale kardeşine belli etmedi ama buna çok bozuldu. İçinden “Ben kalkayım ta Almanyalardan geleyim, şu kardeşimin yaptığına bak.” diye geçirdi. Sonra; istemeyerek te olsa lahmacun harcını hazırlamaya koyuldu. Fakat çalıştırdığı doğrayıcının kapağı kırıldı, lahmacun harcı etrafa saçıldı. Bunun üzerine annesi komşunun mutfak robotunu getirdi. Aksilik bu ya, komşunun robotunun çalışmayacağı tuttu. Aklına kardeşini aramak geldi. “Hiç olmazsa mutfak robotunu getir de onu kullanalım.” dedi. Kardeşi; vaktinin olmadığını ama kendilerinin eve gidip alabileceklerini söyledi.

İyice sinirlenen Hale, “Sen ne düşüncesiz kardeşsin. Geçerken bıraksan ölür müsün?” diye sesini yükseltti. Bununla da yetinmeyip; eski defterleri açarak, bir iki laf soktu.

Bu esnada; kız kardeşi hoparlörden konuştuğundan, eniştesi bütün söylediklerini duydu. Bu sefer eniştesi araya girerek; “Sen ne edepsiz kadınsın. Eşimle böyle konuşamazsın.” dedi.  

Hale’nin sesini duyan eşi merakla mutfağa geldi. Bacanağının söylediklerini duyunca; “Bizim sizin gibi ailemiz yok. Almanya’ ya dönüyoruz.” diye bir çıkışta o yaptı.

Derken; kaşla göz arasında, ne olduğu anlaşılamadan; bütün bayram programı iptal oldu.

Bayramlarda bazen anlayamadığımız şekilde tatsızlıklar olur. Ya bayram günü ya arifesinde. Ya anne-baba tartışır, ya kardeşlerin arası açılır. Halbuki bayramlar, pürüzlere takılmadan, tadı çıkartılması gereken zamanlardır.   

Tartışmaların sebebi çoğunlukla beklentidir. Beklentinin; değdiği yeri kurutmak gibi bir özelliği vardır.

“Benim istediğim olsun.” “Bana saygı duyulsun.” “Bana anlayış gösterilsin.” dedikçe tam da zıttı olur. Etrafımızdakiler bize beklediğimiz o saygıyı, ilgiyi göstermez. Aksine hoşumuza gitmeyen şeylerin gözümüze gözümüze sokulduğu öyküler yaşarız. 

Aslında saygı olsun, sevgi olsun, bunlar beklenilmez. Aksine; kazanılır ve hak edilir. Bunun yolu da önce vermekten geçer. Saygı mı görmek istiyoruz; önce biz saygı duymalıyız, sevdiklerimizin kararlarına, seçimlerine. Sevilmek mi istiyoruz? Önce biz sevmeliyiz onları; artılarıyla eksileriyle.

İcabında biz vazgeçebilmeliyiz bazı isteklerimizden. Sevdiklerimiz; tercihlerini kendi ihtiyaçlarına göre belirlemek isteyebilir. Biz onları düşünüp, buna fırsat tanıdığımızda, onlar da bizi düşünmeye başlayacaktır. Böylece bayram tadında yaşanması gereken o kıymetli zamanlar, hakikaten bayrama dönüşecektir.

 

 

Yorumlar

  1. Adsız4/11/2025

    Elinize sağlık 🌷Beklentinin; değdiği yeri kurutmak gibi bir özelliği gerçekten var. ama önce kişinin kendi bilincinden başlıyor kurutmaya

    YanıtlaSil
  2. çok güzel bir makale. keleminize sağlık kuvvet olsun

    YanıtlaSil
  3. Gercek sebepleri görebilmek ne kadar kıymetli. Perdenin hep bir arkasi olduğunu bilmeliyiz.

    YanıtlaSil
  4. Adsız4/11/2025

    Bayram günleri kus kırgın kalmamak gerekirken Gerçekten o günlerde şeytanın özel bir çabası oluyor.

    YanıtlaSil
  5. Beklenti, üzerinde yeterince duymadığımız bir konu… Beklentilerin yanlış yere koymanın yaratacağı problemler çok güzel özetlenmiş 🌸

    YanıtlaSil
  6. Burcu A.4/11/2025

    Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Çiğdem4/12/2025

    Kişinin beklentisi yalnızca kendinden olmalı o zaman ne kadar güçlü olduğunu fark eder.Önce kendini sevip saygı göstermeli insan sonrası zaten gelicektir.
    Kaleminize sağlık çok keyifli bir yazı olmuş🌺

    YanıtlaSil
  8. Adsız4/12/2025

    Harika bir yazı 👏👏

    YanıtlaSil
  9. Ah şu beklentiler...

    YanıtlaSil
  10. Tuğba G.4/15/2025

    Gerçekten insan beklentisini doğru yere konumlandırdığında ancak mutlu olabiliyor…

    YanıtlaSil
  11. Adsız4/15/2025


    Beklentini dış dünyaya yerleştirdiğinde mutsuzluğunun sebeplerini oluşturuyorsun. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  12. Tuba s4/15/2025

    Hayatın içinden samimi bir yazi olmuş. Kaleminize sağlık 🙂

    YanıtlaSil
  13. Bazen gereksiz şeyleri çok abartıyoruz. Buralara dikkatli bakmak gerekir mutlaka olayın öncesinde, hikayenin içinde bana ipuçları var

    YanıtlaSil
  14. Adsız4/15/2025

    İnsanoğlu farkında olmadan karşıdan bekliyor çoğu şeyi. ve bunu o kadar otomatikleştirmişiz ki çocuklarımızda bize aynısını yapıyor maalesef.

    YanıtlaSil
  15. Neslihan4/15/2025

    Elinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  16. Mükü🪻4/15/2025

    Çok anlamlı bir yazı olmuş👏👏

    YanıtlaSil
  17. Mükü🪻4/15/2025

    Çok güzel bir yazı, ah şu beklentiler…👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adsız4/16/2025

      İnsan beklentiyi nereye koyacağını bilmediği zaman problem orada ilişkiler yanlış konumlanıyor elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.

      Sil
  18. Adsız4/15/2025

    Kaleminize sağlık. Aİle içinde yaşanan incir çekirdeğini doldurmayan sıkıntının sebepleri çok yalın anlatılmış...

    YanıtlaSil
  19. Bayramı bayram tadında geçirmek vardı. Ama egomuz, beklentilerimiz bizi yarı yolda bırakır bazen. Ne güzel anlatmışsınız tadın nasıl bozulduğunu👍🌺

    YanıtlaSil
  20. Hicret4/16/2025

    Beklentin sadece RABbinden… sonra kendineden olmalı…

    YanıtlaSil
  21. Çok güzel bir yazı… kaleminize sağlık… 🌿

    YanıtlaSil
  22. Nermin4/17/2025

    Beklentililik karşı taraftan ise insanın işi zorlaşıyor. Kendimizden beklemek önemlidir. Başta İstiyoruz istiyoruz ama olmayada bilir alternatifini de düşünmek gerek.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadakat mi? Açık İlişki mi?

  Hiçbir şey açıkta ve açık bırakılmamışken, Bir badem tanesi üzerinde kaç kat var onu koruyan biliyor musun? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Minik bir badem tanesi yedi kat ile sarılmış, neden acaba? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Bezelyeler bir salkım içerisinde ve üzeri yedi kat fermuarla kapatılmış şekilde büyüyor, Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, İnsan vücudu baştan sona deri ile kaplı, gözlerinde kapakları var… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Tüm ağaçların kökleri saklı ve tüm gövdeler kabuklar ile kapanmış… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Portakal yemişsindir, meyveye ulaşana kadar kaç katmandan geçtin, değil mi? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Ne tesadüf ki Mandalina da öyle, limon da hatta şimdi aklına düşen diğerleri de… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Her şey böyle olunca, insan da çoğu şeyi öyle yapmış, belki bilerek belki bilmeyerek… Kitap yapar ona kapak ekler, defter yapar kapak ekler, bir şey üretir onu bir kutuya...

MEMNUN OLMAYAN EVLATLAR

Kızını uyandırmaya çalışıyordu Ayşe. Her sabah aynı şeyler yaşanıyordu. Uyanmakta zorlanıyor, okula gitmek istemiyordu. Hayatı bile annesinin zoruyla yaşıyor gibi bir hali vardı. Annesi, yokuş yukarı, bozuk bir arabayı ittiriyormuş gibi hissediyordu. Çünkü kızı hiçbir şey yapmak istemiyordu. Adeta yaşama sevincini kaybetmişti.   Üniversite sınavlarında, istediği bölüme puanı yetmeyince, ailesi hemen imdadına koşup, “Sana okul mu yok yavrum? ” diyerek, özel bir okula yazdırmışlardı. Evlatlarını mutlu edebilmek için tüm imkânlarını seferber etmişlerdi. Hayatta isteyip de sahip olamadığı hiçbir şey yoktu. Çocukluğundan beri, ne istese, ikiletmeden yerine getirilmişti. Ama bir türlü Zehra’yı memnun edememişlerdi.   Her olayın içinde mutlaka şikâyet edecek bir şey bulabilmesi, annesini hayrete düşürüyordu. Zehra şikâyet ettikçe, ailesi, miktarları arttırıyor, “Neyi eksik yaptık acaba?” diyerek dertlere düşüyordu. Buldukları çözümse sürekli imkânları arttırmak oluyordu. Böyle ...

Hangi Taraftasın?

Bu Taraf… Alışveriş üzerine alışveriş içerisinde, Oradan oraya git gel, Olmadı sanal alemde mağazaları dolaş dur, Bir tıkla sipariş ver,  Al, al, al ama doyma…   Yeni yıl geliyorrrr… Ne kadar da güzel bir zaman… Süsleyelim evlerimizi, bahçemizi, ah bir de kapımızı, Yılbaşı ağacı olmadan olmaz, Üzerinde en güzel süslemelerle… Sokaklar da süslensin, meydanlar, alışveriş merkezleri… Her yer ışıl ışıl olsun,  Sonra bol bol fotoğraflarımız olsun, Her birinde gülümseyen yüzlerimizle pozlar verelim,  Çok önemsediğimiz anılarımıza bir yenisini ekleyelim… Arka fonlara en süslü olanı seçelim… Aaa hediyeler… Onları unutmak olur mu?  Hepsini süslediğimiz ağacın altına dizelim…  En güzel paketleri yaptıralım.  Veee heyecanlı bir bekleyişten sonra,  Yeni yıl sabahı hepsini açalım… Mutlu olalım, hep mutlu…   O akşam evde mi olsak, dışarıda mı? Sonuçta yılın en önemli akşamı,  Çok özel olmalı her şey…  Belki evde kutlanır, sofrada her çeşit meze ve...