Ana içeriğe atla

SORUN FARKLI OLMAK MI? YOKSA BU FARKLILIKLARIN SEBEBİNİ BİLMEMEK Mİ?

 

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak köylerden birinde, iri mi iri, heybetli mi heybetli, rengarenk kuyruklu, kıpkırmızı ibikli, bir horoz ailesi yaşarmış…

-Hay Allah, yine masal bitmeden uyuyakaldı…

Elif’le, Ahmet, birbirlerini çok sevdikleri için dört yıl önce yıldırım nikahıyla evlenme kararı almışlardı. Ailelerinin de onayını alarak hemen evlenmişlerdi. Her konuda hızlı olmaları sebebiyle, hemen çocukları da olmuştu.

Nergis doğduğunda yumuk elli, kırmızı yanakları, siyah saçlı, buruşuk yüzlü bir çocuktu. Her şeyleri hızlı ve acele olduğu gibi doğumu da acele olmuştu. Öyle ki marketten iki kilo portakal alıp gelene kadar doğmuştu. Beş dakikalık sancıyla, normal doğuma girmiş ve kızını dünyaya getirmişti. Sekiz aylık doğmasına rağmen sağlıklı bir bebekti.

Elif’in doğumuna gelen kayınvalidesi; “Kundak çirkini, mahalle güzeli olur” demişti. Daha önce bu cümleyi duymayan Elif; “Ne yani benim bebeğimi beğenmedi her halde…” diye içinden geçerdi. Ne de olsa kuzguna yavrusu güzel görünürmüş.

Elif, nergis çiçeğini çok sevdiği için kızı da büyüyünce çiçekler kadar güzel olsun diye, bu ismi koymuştu. Gerçekten de Nergis, gün geçtikçe pamuk gibi beyazlaşıyor, koyu renk saçları, kumrala dönüyor, simsiyah gözleriyle, boncuk boncuk bakıyordu.

Gel gelelim Nergis, Elif’in ailesinde gördüğü hiçbir çocuğa benzemiyordu. Elif ne kadar hareketli ve hızlıysa, Nergis de bir o kadar yavaş ve ağırdı. Bıraktığı yerde saatlerce kalkmadan oturabiliyordu. Sevdiği bir oyuncakla tek başına oynuyor, hatta uyku zamanı okuduğu masalın sonu gelmeden uyuyakalıyordu. Uyanınca da yatağında ses çıkarmadan annesini bekliyordu. Aslında her annenin sahip olmak istediği bir bebek olsa da annesi çok hareketli olduğu için kızının çok farklı olduğunu düşünüyordu.  

Elif kızını her gün gözlemliyor ve daha da endişelenmeye başlıyordu. Bu sakinlik onu endişelendiriyordu.  

Bir büyüğüne danışması gerektiğini düşündü. Doğumunda kayınvalidesinin söylediği söze çok kırılsa da yıllar sonra kırmak için söylemediğini fark etti. Büyüklerin daha çok yaşanmışlığı olduğundan, daha deneyimli olduklarını anlamıştı. Kayınvalidesi farklı bir şehirde yaşıyordu. Yüz yüze pek görüşemeseler de haftada iki üç kez telefonla konuşurlardı. Elif her zamanki gibi kayınvalidesini aradı ama bu sefer sesi çok telaşlı geliyordu. Nimet hanımın insanlarla olan ilişkileri çok güçlü ve algılaması da çok iyi olduğu için;

-Benim gelinimin ne derdi varmış? Diye sordu. Elif sadece hatır sormuştu daha konuyu bile açmamıştı. Bu duruma şaşırarak doğru kişiyi aradığına ikna oldu ve anlatmaya başladı. Nimet hanım gülen ses tonuyla hemen karşılık verdi.

-Bak Elifcim seni anlıyorum, ilk defa çocuk yetiştirdiğin için de çok haklısın. Ama her insan aynı olmaz. Herkesin farklı huyu ve karakteri var. Mesela çiçekleri düşün. Hepsinin rengi, boyu, ihtiyacı, ömrü aynı mı? Menekşeler kısa boyludur. Haftada iki kez su versen yeter. Üzeri hep çiçeklidir. Kaktüsler dikenlidir, çok fazla su istemezler. Genellikle, yılda bir kez çiçek açarlar. Mum çiçeği çok güzel kokar. Ama dalını ellersen, küsüp uzun bir süre uzamaz. Sarmaşıklar tutunacak bir yer bulsun yeter, kessen de koparsan da yine uzamaya devam ederler.

Karşılaştığımız her şey bizden farklıdır ve bize mesaj verir. Onlardan öğrenmemiz, hayatımıza katmamız gereken şeyler vardır. Aslında hayat hep bize mesaj verir. Bazen hızlan der. Bazen yavaşla, bazen de dengede kal der. Bunu da direk söylemez, dolaylı olarak iletir. Bir çiçekle, bir yaşanmışlıkla, bir öyküyle, bir çocukla…

Sana bir önerim olacak. Bizim doğuştan gelen farklılıklarımızı anlatan bir seminer var. Ona katılmaya ne dersin?

Yorumlar

  1. Adsız4/18/2025

    Elinize sağlık 🌷

    YanıtlaSil
  2. Adsız4/18/2025

    Evet bazen hayat yavaş bazende hızlıdır bazende dengededir.

    YanıtlaSil
  3. Farklılıklar güzeldir. Onları kabul etmek de daha güzeldir. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Adsız4/18/2025

    Farklılıklar bizim zenginligimiz. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Adsız4/18/2025

    Ne güzel bir yazı olmuş. Çok farkındalık oluşturan, bize yakınımızda bulunan kişilerle yaşadığımız sorunların neden kaynaklandığını anlamak çok önemli gerçekten . bizim hayatımızda neden olduğunu ve daha fazla merak Edip, birbirimizden farklı davranıyor olmamızın sebebini daha kapsamlı öğrenmek isterim . En kısa zamanda Kim kimdir? eğitim seminerine katılmak isterim. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  6. Başkasında olan iyi özellikleri kendimize katma duasıyla

    YanıtlaSil
  7. Adsız4/19/2025

    Karşılaştığımız herşey bizden farklıdır ve bize mesajlar verir… Ne güzel anlatılmış farklılıklarımızın ahenkli uyumu 🌸🌺🌼

    YanıtlaSil
  8. Elif’in dengeye gelmesi için Nergis’i vermiş Rabbim🙏🏼♥️ Bir düşünelim bizim hangi konularda dengeye gelmemize kimler vesile?? Yüreğinize sağlık👍🙏🏼🌺

    YanıtlaSil
  9. Adsız4/20/2025

    Benzerlikler bizi geliştirmez. Farklılıklar bizi geliştirir. Zenginliğimizdir. kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Hicret4/21/2025

    Hiç zaman kaybetmeden o seminere katılınnn… :)

    YanıtlaSil
  11. Medine4/21/2025

    Kaleminize sağlık… 🌿

    YanıtlaSil
  12. Farklılıklarımız bizim zenginliklerimizdir… Bir manavda ki meyvelerin çeşitlilikleri nasılda göze, damağa hoş geliyor…

    YanıtlaSil
  13. Kaleminize sağlık.
    Bir tanıdığımdan duymuştum, katılmayı düşünüyorum bu seminere. O kadar hevesle anlatıyor ki merak uyandırdı bende :)

    YanıtlaSil
  14. Seniha5/01/2025

    Farklılıklarımızı anlayamadığımız için tartışır ve ayrılırız

    YanıtlaSil
  15. Adsız5/01/2025

    İnsan benzeriyle eğlenir ama farklı olandan öğrenir

    YanıtlaSil
  16. Adsız5/04/2025

    Ya insan çiçeklerin, bitkilerin, hayvanların fraklı renkte, farklı şekilde, farklı görüntüde olmasını anlıyor kabul ediyor da insan söz konusu olunca bunu yapamıyor. Hepimiz istiyoruz ki etrafımızdaki bütün insanlar bizim gibi olsun. İyi de bitkiler ve hayvanlar olduğu gibi insanlar da farklı farklıdır. İş yaparken, iletişim kurarken, bir şeye karar verirken. Bu şikayet edilecek bir şey değil, yönetilmesi gereken bir şeydir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadakat mi? Açık İlişki mi?

  Hiçbir şey açıkta ve açık bırakılmamışken, Bir badem tanesi üzerinde kaç kat var onu koruyan biliyor musun? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Minik bir badem tanesi yedi kat ile sarılmış, neden acaba? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Bezelyeler bir salkım içerisinde ve üzeri yedi kat fermuarla kapatılmış şekilde büyüyor, Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, İnsan vücudu baştan sona deri ile kaplı, gözlerinde kapakları var… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Tüm ağaçların kökleri saklı ve tüm gövdeler kabuklar ile kapanmış… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Portakal yemişsindir, meyveye ulaşana kadar kaç katmandan geçtin, değil mi? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Ne tesadüf ki Mandalina da öyle, limon da hatta şimdi aklına düşen diğerleri de… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Her şey böyle olunca, insan da çoğu şeyi öyle yapmış, belki bilerek belki bilmeyerek… Kitap yapar ona kapak ekler, defter yapar kapak ekler, bir şey üretir onu bir kutuya...

MEMNUN OLMAYAN EVLATLAR

Kızını uyandırmaya çalışıyordu Ayşe. Her sabah aynı şeyler yaşanıyordu. Uyanmakta zorlanıyor, okula gitmek istemiyordu. Hayatı bile annesinin zoruyla yaşıyor gibi bir hali vardı. Annesi, yokuş yukarı, bozuk bir arabayı ittiriyormuş gibi hissediyordu. Çünkü kızı hiçbir şey yapmak istemiyordu. Adeta yaşama sevincini kaybetmişti.   Üniversite sınavlarında, istediği bölüme puanı yetmeyince, ailesi hemen imdadına koşup, “Sana okul mu yok yavrum? ” diyerek, özel bir okula yazdırmışlardı. Evlatlarını mutlu edebilmek için tüm imkânlarını seferber etmişlerdi. Hayatta isteyip de sahip olamadığı hiçbir şey yoktu. Çocukluğundan beri, ne istese, ikiletmeden yerine getirilmişti. Ama bir türlü Zehra’yı memnun edememişlerdi.   Her olayın içinde mutlaka şikâyet edecek bir şey bulabilmesi, annesini hayrete düşürüyordu. Zehra şikâyet ettikçe, ailesi, miktarları arttırıyor, “Neyi eksik yaptık acaba?” diyerek dertlere düşüyordu. Buldukları çözümse sürekli imkânları arttırmak oluyordu. Böyle ...

Hangi Taraftasın?

Bu Taraf… Alışveriş üzerine alışveriş içerisinde, Oradan oraya git gel, Olmadı sanal alemde mağazaları dolaş dur, Bir tıkla sipariş ver,  Al, al, al ama doyma…   Yeni yıl geliyorrrr… Ne kadar da güzel bir zaman… Süsleyelim evlerimizi, bahçemizi, ah bir de kapımızı, Yılbaşı ağacı olmadan olmaz, Üzerinde en güzel süslemelerle… Sokaklar da süslensin, meydanlar, alışveriş merkezleri… Her yer ışıl ışıl olsun,  Sonra bol bol fotoğraflarımız olsun, Her birinde gülümseyen yüzlerimizle pozlar verelim,  Çok önemsediğimiz anılarımıza bir yenisini ekleyelim… Arka fonlara en süslü olanı seçelim… Aaa hediyeler… Onları unutmak olur mu?  Hepsini süslediğimiz ağacın altına dizelim…  En güzel paketleri yaptıralım.  Veee heyecanlı bir bekleyişten sonra,  Yeni yıl sabahı hepsini açalım… Mutlu olalım, hep mutlu…   O akşam evde mi olsak, dışarıda mı? Sonuçta yılın en önemli akşamı,  Çok özel olmalı her şey…  Belki evde kutlanır, sofrada her çeşit meze ve...