Ana içeriğe atla

Hayat bir öğreti: Ticareti ile, İlişkileri ile…

 

Yasemin ve  Servet’ in tanışmaları Yasemin’in evin ısı sistemini yaptırmak istediğinde başlamıştı. Yasemin eski evleri alıp yenileyip tekrar satıyordu. Ticaret yapmayı çok seviyordu. Yeni aldığı ev için de internetten Servet’ in şirketini bulmuştu. Şirketin ustaları projeyi çizen Servet’ in çizimine sadık kalmayıp proje dışına çıkmışlardı. Servet gelip bizzat ustaların başında durarak hatayı düzelteceklerine dair söz vermişti. Gerçekten de öyle olmuştu. Birkaç gün gelip işin başında durup sorunu çözmüşlerdi. Yasemin’ in bu problem karşısındaki hoş görülü yaklaşımı, Servet’ in dikkatini çekmişti.

Yasemin tadilattaki evin duvarına, eve gelen tüm ustalara hitap eden bir mesaj yazmıştı. “Helal kazanmak isterseniz çöpünüzü çöpe atabilirsiniz. En iyi usta işini temiz yapan ustadır.”  yazıyordu. Ve sonunda bir gülücük vardı. Servet, Yasemine’e “Neden böyle bir şey yazdınız, pis mi bırakıyorlar? Sadece, “Lütfen çöpünüzü çöpe atın” yazabilirdiniz, neden bunu yazdınız?” dedi.

Yasemin; “Gelen her usta yaptığı işini övüyor ama kimse çıkarttığı çöpü çöpe atmıyor. Önceden yaptırdığım evde de; elektrikçi, seramikçi, duvarcı, su tesisatçısı ve diğer her iş için gelen usta çöpünü bırakıp gitti. Ve o çöp dağını kendim topladım. “Çöpünüzü çöpe atınız lütfen.” desem zaten her insan çöpünü çöpe atması gerektiğini biliyor. Ama zaten insanoğlu kendine zarar verdiğini bildiği halde birçok şey yapıyor. Fakat ticarette helal kazanç önemli. Ben o ustaların kendi iyilikleri için bu hatırlatmayı yazdım. Seçim onlarındır…” dedi.

Servet bu konuşmadan etkilendi. ‘’Herkes sizin gibi düşünmüyor Yasemin hanım, ticarette çok iyisiniz sanırım’’ dedi.

Yasemin “Estağfirullah… Sadece hayatın, insanın, ticaretin kuralları var. Elimden geldiğince onlara uymaya çalışıyorum” dedi.

Servet iyice merak edip sordu. Ama sorarken de güldü. “Ne kuralları? Nerede yazıyor bu kurallar?’’

Yasemin “Daha önce, Kim Kimdir, İlişkide Ustalık ve Başarı Psikolojisi seminerlerine katıldım ve hayatım daha da olumlu yönde değişti” dedi.

Servet çok merak edip o da Kim Kimdir ve İlişkide Ustalık seminerleri aldı. Ama başarı psikolojisine gitmedi. Servet de ticarete düşkündü. Yasemin’ le tanıştığı dönemden önce ticarette çok büyük hatalar yaptığından iflas edip tekrar yükselmeye çalıştığı bir dönemdi ama yapamıyordu. Çünkü hayatta birçok doğruyu öğrense de birçok yanlışı da doğru olarak kabul etmişti. Ama birçok insan gibi tabi ki farkında değildi. Kim bilerek yanlışı yapmak isterdi! Farkında olduklarında da aksini yapmaya cesareti yoktu. Aslında ticaretteki hataları ilişkileriyle alakalıydı. Katıldığı seminerler onda farkındalık oluşturmuştu ve hızlıca kendini ve hayatını toparladı. Kaybettiği gücü adeta yeniden kazanmış gibiydi. Ara ara Yasemin’ le konuşuyordu hayatından haberdar ediyordu.

Yasemin ona; “Servet Bey sizin adınıza sevindim ama ticaretin yasalarını da duymanız, yeni işlere atılmadan önce Başarı Psikolojisi de almanız sizin için daha iyi olabilirdi” dedi. Servet sürekli “Zamanım yok. Ama aklımda geleceğim” dedi. Kendini işlere verdi. Kazanma hırsı arttı. Kaybettiği yılları geri kazanmak istercesine gece gündüz çalışıyordu. İnsanın gözünü de kör eden hırsı değil miydi?  Bazen Yasemin’ den fikir alıyor, ticaretle ilgili sohbet ediyorlardı. Müteahhitlerle anlaşıp büyük konut projelerinin ısı tesisatı işlerini alıyordu. Kendi işi dışında da farklı işlere dalmıştı. Yasemin aldığı seminerlerden sonra öngörüsü arttığından gelecekte olacakları öngörebiliyordu. Arada seminere gitmesi gerektiğini hatırlatıyordu. “Zaman yok.” diye diye aradan yıllar geçti. Aslında aldığı bilgiyi kendine yeterli görmüştü. Oysa hayat bir öğretiydi ve daha öğrenecek çok şey vardı.

Servet seminerlerden deneyim transferi yapmayı öğrenmişti ama zamanlama konusunda hataları vardı. Bir gün yaptığı bir sözleşmeyi kimseye danışmadan hazırlattı. Yasemin’ e sözleşmeyi yaptıktan sonra danıştı. Yasemin “Neden sözleşme yaptıktan sonra bana danıştınız zaten sözleşmeyi yapmışsınız.” dedi. Servet “Olsun, iptal ederim.” dedi. Yasemin çok üzüldü. Servet sözden dönmenin, karardan dönmenin hayattaki karşılığını bilmiyordu. Ve daha birçok şeyi… Nasıl anlatabilirdi? Aslında onu defalarca uyarmak istedi. Ama Servet para kazandığı için hayatta kendini kazançlı görüyordu. Peki aslında kazanmak, kaybetmek ne demekti? Kâr zarar hesabı aslında nasıl yapılırdı? Şu an başarılı olmak başarı mıydı?

İnsan “Biliyorum” diye diye yanlışlarını artırarak yoluna devam eder. Ne zamana kadar? Bu soruları sormaya başlaması gereken güne kadar…

Yorumlar

  1. Ne de güzel öğretiyor bize hayat…

    YanıtlaSil
  2. Hatalarimizin Farkında olmayı nasip etsin inşALLAH 🙏

    YanıtlaSil
  3. Neslihan10/11/2024

    Hayatımızı etkileyen öyle çok detay var ki... Üstelik küçük olduğu için önemsiz zannediyoruz. Ellerinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  4. Mücahide10/11/2024

    Çok samimi bir yazı olmuş. Kalemine sağlık. İnsanın heranı kendine yetmiyor olmalı. Öğrenmeye açık olmak…

    YanıtlaSil
  5. Çok kıymetli bir yazı elinize sağlık umarım okuyan herkese ışık tutar.

    YanıtlaSil
  6. Ben biliyorum diyen yanılır ve bu değişmez. Kaleminize saglik 🍉😊

    YanıtlaSil
  7. Tuğba G.10/11/2024

    Kimse bilerek yanlış yapmak istemez doğru stratejileri bilmediğimizde maalesef geri dönülmez hatalar yapabiliyoruz

    YanıtlaSil
  8. Öğrenecek daha çok şeyimiz var , hayat doğru yerde doğru tepkiyi verince çok daha güzel, kalemine sağlık🌸

    YanıtlaSil
  9. "Bilmiyorum öğrenmek istiyorum. Önce öğrenmeli öyle adım atmalıyım çünkü zamanım kıymetli" diyen var mı ki? Okurken gerçekten bunu söyleyen varmıdır ki diye düşündüm. Zaman yok diyoruz gerçektende.

    YanıtlaSil
  10. Adviye K.10/12/2024

    Benciliğin ve bilmişliğin insana nekadar çok zarar verdiğini ve gerilettiiğini anlatan bu güzel yazınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  11. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Cahillik zor zenaattir. Bilmiyor olmak, ama bilmediğini bilmemek. Çok acı. Oysaki insan çoğunlukla cahildir. Bilmediklerimiz bildiklerimizden fazladır. Anlamadıklarımız, anladıklarımızdan fazladır. Öğrenmediklerimiz, öğrendiklerimizden fazladır. O kadar çok cahiliz ki aslında..

    YanıtlaSil
  13. Günümüzde özellikle ticaret yapacaksan kredi kullanacaksın başka yolu yok diyip kendilerini seçeneksiz bırakıyorlar aslında. Oysa başka bir seçenek daha var… Helal kazanmanın yolu var öğrenmek isteyene…

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hangi Taraftasın?

Bu Taraf… Alışveriş üzerine alışveriş içerisinde, Oradan oraya git gel, Olmadı sanal alemde mağazaları dolaş dur, Bir tıkla sipariş ver,  Al, al, al ama doyma…   Yeni yıl geliyorrrr… Ne kadar da güzel bir zaman… Süsleyelim evlerimizi, bahçemizi, ah bir de kapımızı, Yılbaşı ağacı olmadan olmaz, Üzerinde en güzel süslemelerle… Sokaklar da süslensin, meydanlar, alışveriş merkezleri… Her yer ışıl ışıl olsun,  Sonra bol bol fotoğraflarımız olsun, Her birinde gülümseyen yüzlerimizle pozlar verelim,  Çok önemsediğimiz anılarımıza bir yenisini ekleyelim… Arka fonlara en süslü olanı seçelim… Aaa hediyeler… Onları unutmak olur mu?  Hepsini süslediğimiz ağacın altına dizelim…  En güzel paketleri yaptıralım.  Veee heyecanlı bir bekleyişten sonra,  Yeni yıl sabahı hepsini açalım… Mutlu olalım, hep mutlu…   O akşam evde mi olsak, dışarıda mı? Sonuçta yılın en önemli akşamı,  Çok özel olmalı her şey…  Belki evde kutlanır, sofrada her çeşit meze ve hindiler, mumlar, tatlılar, kuruyemişler… Belki bir o

Affet Bizi Çocuk

Şehitlerle Yeryüzü Bir…  Bayrağını dalgalandıramayan ülke… Her yer o bayrak şimdi! Her yer kırmızı ve yeşil… Her ülkede bir hareket var; amaç belli hedef belli… Kırmızı ve yeşil bir bayrak dalgalanıyor… Her ırk ve milletin elinde sağa sola kıvrılıyor…  Kırmızı ve yeşil renklerle tüm ülkeler bezendi birbirine… Çocuk, genç ve yaşlı bir arada… İnsan olan bir arada bayrakları bir, Yürüyor, yürüyor insan için, insanlık için, mahsun için… Bir yerde ki savaş, her yerde barış oldu! Yeryüzü tek bayrak oldu,  Yeryüzü ilk defa hem fikir oldu! Dil, ırk, renk ayırmadan… Çünkü orada savaş yok…  Savaş yok! Çocuklarla, Hastalarla, Hastahanelerle, Bebeklerle, Sivillerle yeryüzü hiç savaşmadı… Savaş yok! Saldırganın cinsi türü belli değil, yabancı yeryüzüne… Saldırı hayret verecek kadar farklı yeryüzüne, Bir taraf farklı insanlıktan uzaklıkta…  Ve… Yeryüzü merak etti bayrağın insanlarını,  Yeryüzü hayran kaldı bayrağın insanına, sağlam duruşuna! Hayranlığı merakına sebep oldu… Merakı imanına ulaştı…  İm

Bağlılık mı? Bağımlılık mı?

   Bağlılık mı? Bağımlılık mı? Sensiz yapamam dediklerimiz, bir dediğini iki etmediklerimiz,  yokluğuna dayanamadıklarımız...