Yasemin her genç kız gibi çok güzel hayallerle
gelin olmuştu. Ama hayat, her zaman insana beklediğini vermiyordu. Kayınvalidesi
ile aynı binada oturuyor, baskıcı bir kültürün içinde yaşıyordu. Bütün gün
beraber olup, yatmadan, yatmaya, evine geçiyordu. Sözde ayrı evi vardı ama
böyle olunca, yükü de oldukça ağırdı. Aile büyükleriyle bir arada yaşamak,
farklı bir aileye uyum sağlamak, onu epeyce zorluyordu. Uzun yıllar bu düzende
yaşamak zorunda kalmış, ne denilirse yapmış, kimseye karşı, en ufak bir
saygısızlığı olmamıştı.
Kayınpederinden hediye olan arsalarına bir müteahhit
talip olunca, yeni bir evleri olmuştu. Mevcut evleri küçük olduğu için biter
bitmez, o daireye taşınmışlardı. Biraz olsun baskıdan uzaklaşan Yasemin, hiç şikâyet
etmez, "Benim de sınavım böyleymiş. Sabrın sonu selamettir” diyerek
günlerini geçirirdi. Çok marifetli, eli bereketli, ikramlamayı seven bir hanımdı.
Yemekler, pastalar börekler, el işleri, ev işleri, on parmağında on marifet, her
yaptığı çok beğenilirdi.
Üretmeyi çok sever, boş durmaktan hoşlanmazdı.
Onu yakından tanıyan, bir okulda müdür yardımcısı olan akrabası Yüksel
öğretmen, ziyaretlerine geldiğinde, halk eğitimin açtığı kurslardan bahsetti.
Meşguliyetten hoşlanan Yasemin, hemen araştırarak, birkaç kursa kayıt oldu.
Evinin işlerini bitirip, çocukları okuldan gelene kadar, kurslarda vakit
geçiriyordu. Gittiği bu kurslar, hem çevresinin genişlemesine, hem de kendini
bulmasına vesile olmuştu.
Bir gün kursa gittiğinde, yeni kayıt olan Fatma
teyzeyi gördü. Kendisi ellili yaşlarda, eklem rahatsızlığı olan birisiydi. Gittiği
bir doktor, el işi yapmasının fayda vereceği söylendiğinden, o da bu kursa
kayıt olmuştu. Tabi o henüz işin çıraklığındaydı, ne kadar uğraş verse de, yaptığı
işler, hayal ettiği gibi olmuyordu.
Çok sevdiği avukat bir gelini vardı.
Dosyalarını rahatlıkla taşıyabilmesi için ona bir çanta örmek istiyordu. Fakat
rahatsızlığından ve yeni olduğundan ötürü,
bir türlü becerememişti. Baktı ki en güzel işler Yasemin’in elinden
çıkıyor, geline niyetlendiği çantayı, örmesi için Yasemin'e ricada bulundu.
Malzeme olarak kullanılacak olan ip, örerken
çok zorlasa da Fatma teyzeyi kırmadı. Alacağı bedel, asla harcadığı emeğe
değecek cinsten değildi. Ama o bunu hiç sorun etmedi. Çünkü ne iş yapsa, nasip
edene, hamd eder, bitirince de keyiflenirdi. Bu işte birde Fatma teyzeyi mutlu
etmek vardı. Zorlansa da, kısa sürede çantayı bitirip teslim etti. O kadar
güzel olmuştu ki, herkes çok beğenmiş, Fatma teyze akşama kadar, kendisine dua
etmişti. Hatta birkaç arkadaşı; “Yasemin sen bundan sipariş al. Yok, satarsın,
harika oldu!” dediğinde, “Aman, aman, ben Fatma teyzenin hatırına yaptım, bir
daha asla, bu ipten örgü yapmam!” deyiverdi.
Bir süre sonra Yasemin'e telefonlar gelmeye
başladı. Ördüğü çantadan isteniyordu. “Hadi bir tane daha yapayım” diyor, elindeki
bitmeden, başka bir sipariş geliyordu. Müşteriler elinin işini beğenip, etrafa
tavsiye ettikçe, her gün yeni birileri arıyordu. Yasemin, “Bir daha asla örmem!”
dediği ipin her renginden, kilolarca almaya başladı. Yaptığı el işi üretimler, onu
ustalık aşamasına getirmişti. Kayınpederi, Yasemin'e küçük bir dükkân hediye
etti.
Hiçbir şeyden şikâyet etmiyor oluşu mu, yoksa
yaptığı iyilikler mi, onu bu kadar bereketlendirdi bilinmez ama neticede, “Asla
örmem!” dediği o ip, kendisine çok güzel kapılar açmıştı.
Mutluluğu ve heyecanı anlatılamazdı. Dükkânını
temizledi, boyadı, süsledi. Çok güzel bir ışıklandırma yaptırdı. Bugüne kadar
yaptığı el emeği, göz nuru ne varsa, hepsini dükkânına taşıdı ve özenle yerleştirdi.
Çok yoruldu ama hepsini sergi şeklinde bir arada görmenin mutluluğu, her şeye
değmişti.
Dükkân Fethiye' ye bağlı Taşyaka kasabasındaydı.
Zamanla, özellikle hanımların çok beğenerek alışveriş ettiği, bilinir bir örgü
ustası oldu. Ve o küçücük dükkânın da hayat boyu ödediği bedellerin, mutluluğunu
yaşıyordu.
İnsan iyi niyetle, şikâyet etmeyerek, yaptığı yardımlarla,
bir nevi kısmet kumbaralarını doldurur. Zaman için de kısmetleri birikir de birikir.
Ve gelecekte, zamanı gelinceye kadar onu bekler. Ne de olsa “Her zorluktan
sonra bir kolaylık vardır!” Hiç emeksiz yemek, zahmetsiz, rahmet olur mu? Varılan
hiçbir başarı, tesadüf değildir. İnsan ya şikâyet eder dertlenir, ya çözüm
üretir, marifetlenir. Uzun lafın kısası;
Ödenen hiçbir bedel, karşılıksız kalmaz.
Hatika ve güncel bir yazı olmuş. Aramızda ne Yaseminler var. Yapılanların karşılığını Rabbimizden bekleyebilmek çok kıymetli. Teşekkür eder devamını bekleriz🥰🤗
YanıtlaSilÇok güzel bir başarı öyküsü.
YanıtlaSilKaleminize sağlık :)
YanıtlaSilHarika bir öykü. Motive edici
YanıtlaSilBir solukta okudum.. çok içten yazılmış samimi bir yazı.
YanıtlaSilHer zorluktan sonra bir kolaylık vardır!... Şikâyetsiz bir hayatın sonunu ne güzel anlatmışsınız 🌸
YanıtlaSilMaşallah barekallah. Kardeşim çok. Gurur landim
YanıtlaSil“Varılan hiçbir başarı, tesadüf değildir. İnsan ya şikâyet eder dertlenir, ya çözüm üretir, marifetlenir.” Elinize sağlık.
YanıtlaSilBedel insanı soyutta ve somutta güçlendirir. Kaleminize sağlık🌸
YanıtlaSilBedel öde ve geri çekil bedelin arkasında nasıl sürprizlerin olduğunu bilemezsin. Kaleminize sağlık 🌺🍉
YanıtlaSilİnsanın bu hayatta yaptığı hiçbir şey karşılıksız kalmıyor çok şükür🌸
YanıtlaSilBedel, bedel, bedel....
YanıtlaSilNe hoş bir başlık ve ne kadar faydalı bir yazı :)
YanıtlaSilGüzel bir yazı olmuş. Bedel ödeyenin şikayeti olmaz🌸
YanıtlaSilTüm okuyanlar için çok güzel bir deneyim. Hayat bedel ve karşılığını üzerine kurulu.
YanıtlaSil"İnsan iyi niyetle, şikâyet etmeyerek, yaptığı yardımlarla, bir nevi kısmet kumbaralarını doldurur" İşte sır burada gizli,şikayetten sakınabilmek...
YanıtlaSilBedelinin bol olsun
YanıtlaSilNe güzel bir anlatım. İyilik yaparken iyi niyetli olup bir beklenti içinde olmadan ama aslında bir nevi kısmet kumbaranı doldurmak. Kalemenize ve o güzel yüreğinize sağlık. 🤗👏👏
YanıtlaSilBedellerin bir yerde birikip bizi bulmak için yola çıkıyor olmaları ne tatlı bir sâda..
YanıtlaSilBu zamana kadar asla dediğim her şeyin içinde buldum kendimi. Asla derken iki defa düşünmeli insan :)
YanıtlaSilHayatımızın içinden hikayeler ne kadar güzel anlatılmış, şikayet etmeden bedelli olabilmek ve şükretmek yüreğinize sağlık....
YanıtlaSilHak edene hak ettiği daima verilirmiş..
YanıtlaSilİnsan hayatta yaşadığı şeyler bedelinin karşılığıdır. Ondan dolayı nereye bedel ödediğimize çok dikkat etmemiz gerekiyor. Elinize sağlık...
YanıtlaSilHer başarı hikayesinin arkasında beklentisiz bedel var..
YanıtlaSil