Ana içeriğe atla

BEDEL İZLERİ

 Hastanenin aranan hemşiresiydi Filiz. İnsana insan olduğu için değer veren, canlı, hareketli, güler yüzlü biriydi. Hastalarıyla iletişim tarzı ve ilişkisi çok iyiydi. Bir kez ona tedaviye gelen hasta ikinci gelişinde yine Filizi arardı kendisiyle ilgilenmesini talep ederdi.

Filiz, hayat dolu, kıpır kıpır, güne güzel günaydınlarla başlardı. Onun için güler yüzle, güzel bir enerjiyle günaydın demek çok önemliydi. Onca yüküne rağmen acılarını gizler, sadece yüzüyle değil gözleriyle gülerdi insanlara. Her sabah yürüyüşe çıkar, bisiklete biner, yollardan çiçekler, meyveler toplayarak dönerdi eve.

Her bitkiyi, her ağacı tanır, yolda giderken arabasını durdurup çiçekleri koklardı. Sabah sporundan sonra hızlıca hazırlanır, işe gitmek için kahve fincanıyla yola koyulurdu. Hafta sonunu dolu dolu çocuklarıyla geçirmeye çalışır ev işlerini yapar, formalarını ütüler yeni haftaya hazırlanırdı. ‘’Yarın yine iş var.’’ diye şikâyetler ondan duyulmamış şeylerdi. ‘’Bu hafta acaba kimlere faydam dokunabilecek’’ diye mutlulukla giderdi hastaneye Filiz hemşire. On yıl önce eşini kaybetmiş, üç çocuğuyla hayat mücadelesi verirken hem anne hem de baba olmak zorunda kalmıştı. Hayat mücadelesi içinde koşturan çok bedelli bir anneydi. En büyük hedefi evlatlarını iyi yetiştirebilmekti. Bunun için elinden gelen çabayı göstermeye çalışıyordu.

Yine bir pazar günü, yeni bir haftaya hazırlanıyordu. Formalarını ütülerken bir şey dikkatini çekti. Formalarının cep kısımlarının kumaşının tüylendiğini gördü. Ütü elinde iç algıya girip dalıp gitti Filiz.

‘’Ahhh bu bedel’’ dedi iç çekerek.

Havadaki oksijen gibi. Hayatın her alanına yayılmış.

‘’Bedelin her yerde bir izi var’’ dedi.

Baksana şu formalarımın ceplerine. Nasılda tüylenmişler?

Telefonu cebime koy, çıkart sürtünmekten tüylenmiş.

Kaç telefona cevap veriyor, kaç kişiyi arıyorum?

Ahhh bu her bir tüyde ne bedeller gizli?

Çocuklardan her birini günde üç dört kez ara.

Okuldan geldin mi?

Yemek yedin mi?

Dersini yaptın mı?

Onlarca hasta arar. İlaç sorar, beslenme düzeni sorar, sorar da sorar...

Okulu ara, öğretmeni ara, kantini ara, okul servisini ara.

Nice gözyaşları, nice haberler, nice sevinçler, can sıkıntıları, stresler saklıdır tüylenen bu ceplerimde…

Nasılda hem yorgun hem de güçlü olabiliyor insan?

Tıpkı formamın tüylenen cepleri gibi. Tüylenmiş ama sağlam. Yorgun ama güçlü ceplerim.

İki zıtlık bir arada adeta ahenk içinde dans ediyor. Hem ağlayan hem gülen ceplerim. Hem hüzün, hem mutluluklarla dolu ceplerim.

Kırışan cildim...

Yıpranan ellerim...

Beyazlayan saçlarım...

Yakını göremeyen gözlerim...

Tüylenen formam...

Benimle yaşlanan telefonum…

Yıllardır kahrımı çeken arabam...

Evim...

Tabanı delinen, eskiyen hemşire terliklerim...

Arada tekleyen tansiyon aleti...

Yirmi yıldır çalıştığım hastanenin aşınan yer döşemeleri, kapıları, pencereleri...

Asansörde tuşuna basmaktan rengi solan ikinci kat tuşu

Şahitler çok.

Kimse inkâr edemez ödenen bedelleri.

Her yerde ama her yerde ödenen bedellerin izleri…

Geçen ömrümün, kalan ömrümde, eşyalarımda her yerde izleri var.

Bedelin izi,  renk renk iplerle her yere işlenmiş bir nakış gibi.

Hepsi çok kıymetli, çok anlamlı, çok hatırlı…

Demek ki insan her an yaptıkları ve yapmadıkları ile izler bırakıyor hayatında. O izler nelere emek verdiğini kanıtlıyordu. Böylece insanın değer verdikleri onun duygusu oluyordu.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; "İnsan bedel ödediği şeye değer verir."


Yorumlar

  1. Tuba S9/27/2024

    Her iz bir bedel... çok anlamlı bu yazı için teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  2. Adsız9/27/2024

    Bedelinize sağlık. Çok güzel bir yazı...

    YanıtlaSil
  3. Hüsna Şule A.9/27/2024

    İnşallah doğru yere bedel ödüyoruzdur hayatımızda… Kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  4. Adsız9/27/2024

    İz bırakan bedellerimiz ne kadar kıymetli.insan ödediği bedeli sever ....

    YanıtlaSil
  5. Burcu A.9/27/2024

    Bu yazıdan sonra insan etrafına daha farklı bakmaya başlıyor. Yani bedellerine. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  6. Tuğba G.9/28/2024

    Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı her bedel bir iz taşır😉

    YanıtlaSil
  7. Öğrenen İnsan9/28/2024

    Keyifle bir solukta okudum. Bedelin hayatımızdaki yerini harika bir üslupla anlatmışsınız. Yüreğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  8. Adsız9/28/2024

    Bedel ödediklerine değer vermek bedeli daha kıymetli yapar

    YanıtlaSil
  9. Selma Skndr9/28/2024

    Selma Skndr

    YanıtlaSil
  10. Selma Skndr9/28/2024

    Ağzınıza yüreğinize kaleminize sağlık. (Bedel) Anca bu kadar güzel anlatıla bilinirdi. 👏👏👏

    YanıtlaSil
  11. Adsız9/28/2024

    Yüreğinize sağlık 🌹

    YanıtlaSil
  12. Adsız9/28/2024

    Elinize, emeğinize sağlık💖 bedel ödediğimiz herşey değerli evet, inşaallah o izlerin kıymeti bilinsin🌸🌸

    YanıtlaSil
  13. zeynep küpeli9/28/2024

    Sessiz şahitlere yer verilmiş bakış açımızı zenginleştiren kalemin çok hoş..

    YanıtlaSil
  14. Adsız9/28/2024

    Formanın cebinin tüy izleri bedelin şahidi.. çok güzel, keyifle okunan bir yazı olmuş, Elinize, kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  15. Adsız9/28/2024

    tüylenen bir cep... Neler nelerle ilişkili emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  16. Mücahide9/29/2024

    İşin başı sonu bedel…🌷

    YanıtlaSil
  17. RABBİMİZ ödenmeye değer şeyler için bedel ödememizi nasip etsin

    YanıtlaSil
  18. Adsız9/30/2024

    Benim acaba nerede bedel izlerim var diye düşünmeme sebep oldu…Bir durup düşünmek lazım… Teşekkürler…

    YanıtlaSil
  19. Her bedel iz bırakıyor. Önemli olan hangi bedelin izini taşıyoruz... Ellerinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  20. İnci kavlu10/03/2024

    Tuylenen cepler, eskiyen terlikler, uykusuz geçen nöbetler, ağıran bacaklar, hastaya verilen emekler bazı meslekler ne kadar çok bedel istiyor hem ruhen hem bedenen yine insan hayatina dokunmak çok keyifli:)

    YanıtlaSil
  21. Mücahide10/05/2024

    Bedel, her sonuça etki eden şey…

    YanıtlaSil
  22. Gülümser10/05/2024

    Değerini arttırmak için daha çok soyunan kadınlar , en iyi marka ayakkabıyı giyen gençler , en son model arabaya binen erkekler olayı çok yanlış anlamış.. Değerli olmanın yolu başka birşeyden geçiyormuş demek ki!

    YanıtlaSil
  23. Kaleminize sağlık çok akıcı bir yazı

    YanıtlaSil
  24. bedel <3

    YanıtlaSil
  25. Mehtap S.10/10/2024

    "Böylece insanın değer verdikleri onun duygusu oluyordu." İşte duygular ve önemi buradan geliyor.Soruların cevabı gibi bir yazı olmuş:)

    YanıtlaSil
  26. Birgül10/11/2024

    Bedelli insanlar adeta hiç yorulmuyor. Yorulsa bile yorgunluğundan tat alıyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadakat mi? Açık İlişki mi?

  Hiçbir şey açıkta ve açık bırakılmamışken, Bir badem tanesi üzerinde kaç kat var onu koruyan biliyor musun? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Minik bir badem tanesi yedi kat ile sarılmış, neden acaba? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Bezelyeler bir salkım içerisinde ve üzeri yedi kat fermuarla kapatılmış şekilde büyüyor, Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, İnsan vücudu baştan sona deri ile kaplı, gözlerinde kapakları var… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Tüm ağaçların kökleri saklı ve tüm gövdeler kabuklar ile kapanmış… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Portakal yemişsindir, meyveye ulaşana kadar kaç katmandan geçtin, değil mi? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Ne tesadüf ki Mandalina da öyle, limon da hatta şimdi aklına düşen diğerleri de… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Her şey böyle olunca, insan da çoğu şeyi öyle yapmış, belki bilerek belki bilmeyerek… Kitap yapar ona kapak ekler, defter yapar kapak ekler, bir şey üretir onu bir kutuya...

MEMNUN OLMAYAN EVLATLAR

Kızını uyandırmaya çalışıyordu Ayşe. Her sabah aynı şeyler yaşanıyordu. Uyanmakta zorlanıyor, okula gitmek istemiyordu. Hayatı bile annesinin zoruyla yaşıyor gibi bir hali vardı. Annesi, yokuş yukarı, bozuk bir arabayı ittiriyormuş gibi hissediyordu. Çünkü kızı hiçbir şey yapmak istemiyordu. Adeta yaşama sevincini kaybetmişti.   Üniversite sınavlarında, istediği bölüme puanı yetmeyince, ailesi hemen imdadına koşup, “Sana okul mu yok yavrum? ” diyerek, özel bir okula yazdırmışlardı. Evlatlarını mutlu edebilmek için tüm imkânlarını seferber etmişlerdi. Hayatta isteyip de sahip olamadığı hiçbir şey yoktu. Çocukluğundan beri, ne istese, ikiletmeden yerine getirilmişti. Ama bir türlü Zehra’yı memnun edememişlerdi.   Her olayın içinde mutlaka şikâyet edecek bir şey bulabilmesi, annesini hayrete düşürüyordu. Zehra şikâyet ettikçe, ailesi, miktarları arttırıyor, “Neyi eksik yaptık acaba?” diyerek dertlere düşüyordu. Buldukları çözümse sürekli imkânları arttırmak oluyordu. Böyle ...

İNSAN KENDİNE AYNA TUTARMIŞ MEĞER

  Bir yandan hazırlanıyor bir yandan da söyleniyordu. “Dönem bitmeden hoca mı değişirmiş canım?” dedi öfkeyle. Küçücük çocuk bunlar zaten okula zor uyum sağladılar. Bir de şimdi yeni öğretmene alışmaya çalışacaklar. Ama çaresiz durumu kabul etti. Gidip görelim bakalım yeni öğretmeni belki eskisinden iyidir. Ama ne demişler? “Gelen gideni aratır.” Kafasında deli sorular ile okulun yolunu tuttu.   Bu yıl üçüncü sınıfa geçmişti Melek. Annesinin bütün planları ona göre yapılırdı. Her şey onun etrafında dönerdi. Kıymetlisiydi tüm ailenin. Bir dediği iki edilmezdi.    Yazın sıcak oluyor diye salonun ortasına şişme havuz bile kurmuştu annesi. “Yeter ki o mutlu olsun” derdi. Tırnağına taş değse yeri göğü inletirdi. Sınıfa girer girmez yeni gelen öğretmene kendisini tanıttı. Gayet sevimli güler yüzlü tavırları vardı. Fakat kısa zamanda öğretmen hanım gerçeği anlamıştı. Güler yüzün arkasındaki niyeti, evdeki gibi sınıftaki hâkimiyetini kaybetmemek içindi. Annesi; Melek...