Ana içeriğe atla

Şehvet mi?

İnsanlar özellikle gençlik yıllarında birbirlerinden beğeni almaya daha meyilli olurlar. Bu ergenlikle başlar, sonra da artar. Duruma göre de miktarları oluşur. Bir yaşa gelince insan etrafındaki kişiler tarafından fark edilmek ister. Beğenilmek ve kabul görmek ister. “Ben de varım” , “Beni de fark edin”, “Beni de birileri beğeniyor mu?” veya “Beğeniliyor muyum acaba?” gibi soruların ve merakların yıllarıdır buralar.

Bazı arkadaşlarının karşı cinsten arkadaşları vardır. Flörtleşmeler ve bu yönde konuşmalar artık artar. “Benim bir sevgilim olmadıysa acaba nasıl bir şey? Benim de olur mu? Biri de beni beğenir mi? Acaba ben de onu beğenir miyim?  Nasıl bir duygu?” merak edilir ve bu merak ya çok artar ya da rahatlar.

Ayrıca konu şöyle de gelişebilir; kendisinin beğendiği birisi olur ve ona kendini beğendirmek ister. Böylece giyim, kuşam daha önemli bir konu olur. Kızlar arasında makyajlar başlar. Süslenme püslenme artar. Saçlar modaya uygun hale getirilmeye çalışılır. Bir şekilde dikkat çekmeye çalışırlar. Aralarından birileri genellikle popüler tipler olur. Onları daha çok beğenenler olur. Böylece bu kişiler takip edilirler. Onlara benzemeye çalışılır. Veya kişi tamamen kendi dünyasına göre ilerler.  “Ben de fark edilebiliyor muyum? Ben de dikkat çekiyor muyum?”

Eğer süs püs veya kıyafetler ile dikkat çekemediyse veya yeterli gelmediyse kişi daha da dikkat çekebileceği şeyler denemeye çalışır. “O zaman kulağıma birkaç delik daha açıyım. İlginç bir dövme bulayım ve ilginç bir yerime bunu yaptırayım.” Dikkat çekici şeylere olan arayış devam eder.

Bunları yaptıktan sonra tekrar değerlendirir ve ona göre yol tutar. Eğer hala yeterli olmadıysa “Acaba ne eksik?” diye düşünür. “Hımmm belki de biraz dekolte!” Dekolteler başlar. Görünmeyen yerlerde oynamalar başlar. “Yavaş yavaş açalım.” Özellikle kızlarda dekolte önemli bir konudur. Bir miktar göğüsten, bacak boyundan.. “Açmak işe yaradı mı?” diye tekrar değerlendirir. Yaradıysa artık bu kişinin normali olmaya başlar.

Dekolte kesime gece ve balo kıyafetleri ile gelinliklerde sıklıkla rastlanır. Bununla birlikte, iklim ve modanın etkisine bağlı olarak, gündelik kıyafetlerde de görülür. Batılı toplumlarda kadın modasının önemli bir parçası olan dekolte kıyafetler, bazı kültürlerde, tahrik edici bulunur.

Bunlar da bize “Dekolte” hakkında genel tanımlamalar. Şimdi yeniden değerlendirelim mi?

Dekolte ile açılan yerler bana ilgiyi artırdıysa bunun anlamı nedir? Kişiye olan ilgi, tarzına olan ilgi ile bedene olan ilgi ayrıştı demektir. İnsanın bedeninde dekolte ile açılan yerler birçok insanda veya kadında mevcuttur. Öyle değil mi? Hemen hemen de benzer yaşlarda benzer şekilde. Yaratılıştan çok büyük farklar yoktur. Mesela kadınların göğüsleri en fazla boyut olarak fark eder.

Bu durumda ilgi yaygın bulunabilen bir şeye olunca, kişinin bu ilgiyi uzun süre tutması çok zordur. Elde edene kadar sürer. Senle de ilgili değildir. Alternatifler ve rakipler oldukça fazladır.

Böylece erkekler dekolteyle ilgilendikçe onların ilgisi senden uzak demektir. Buna da şehvete ilgi denilir. “Şehvet için mi benim için mi ilgilisin?”

Şehvete olan ilgi uzun sürmüyor... Alternatifleri çok olduğu için. Ani ayrılmalar veya ilgisizlikler yaşanabiliyor... Kişi de bunun niye bir anda olduğunu da anlamıyor.

Aslında mesele çok basittir. “Ben karşı tarafı neyle tavladım?” Ona göre sebep ve sonuç ilişkisi olacak. Ben karşıyı; konuşmalarım, davranışlarım, kişiliğim, sohbet ve bilgilerimle mi beğendirdim? Bunlarla beğenildiysem o zaman ilgi de bana olur. Bu da kolay kolay alternatifi olan bir şey değildir. Çünkü bana özgüdür. Soyut bir tat verir ki bu çok kıymetlidir.

Şehvete ilgi ise havada yükselen balon gibidir. Başta neşeyle bakarsın hoşuna gider. Sonra nereye uçmuş gitmiş, anlamazsın.

Deneyimsel Öğreti der ki; Soyut somuttan üstündür. Beğenileri soyut elde edersen üstün olacaksın.

 

Yorumlar

  1. Ah ah bir anlasak davranışların dış güzellikten daha önemli ve kalıcı olduğunu...

    YanıtlaSil
  2. Birgül5/24/2024

    Bir erkeğin; marka diye bağıran kıyafetler giyip, lüx aracını kızların gözüne sokup, sonra da "ama bana da hep paragöz kızlar geliyor"" demesi gibi bir şey.. Tezgaha neyi serdiysen, insanlar ona gelecektir..

    YanıtlaSil
  3. Adsız5/24/2024

    Çok anlaşılması ihtiyaç olan bir konu

    YanıtlaSil
  4. Hüsna Şule A.5/24/2024

    Okurken; “İnsan yanlış sebepler ile doğru bir sonuç bekler.” Buraya çıktım… Ne güzel bir yazı, kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  5. Birben5/24/2024

    Diğerlerinden farklı görününce beğenileceğini düşünen insan yanıldı … Davranışların güzel olması gerektiği ise ona öğretilmedi…Kolay olana yöneldi ve aşırılaştı…

    YanıtlaSil
  6. Adsız5/25/2024

    Güzel anlatıldı teşekkürler ederim. İnsan kendi için geyinmeli süslenmesi kendine saygı duyan güvenen herkesin ilgisini çeker önemli olan bu dur..

    YanıtlaSil
  7. Adsız5/26/2024

    O kadar net ve güzel bir anlatım ki. Aslında açtıkça sanılıyor ki daha güzel. Halbuki mahremiyetin, özelin korunması gereklilğini

    YanıtlaSil
  8. Ne güzel anlatmışsınız 💐💐 soyut somuttan üstündür ❤️

    YanıtlaSil
  9. Adsız4/03/2025

    Elinize sağlık 🌷 çok güzel

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadakat mi? Açık İlişki mi?

  Hiçbir şey açıkta ve açık bırakılmamışken, Bir badem tanesi üzerinde kaç kat var onu koruyan biliyor musun? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Minik bir badem tanesi yedi kat ile sarılmış, neden acaba? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Bezelyeler bir salkım içerisinde ve üzeri yedi kat fermuarla kapatılmış şekilde büyüyor, Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, İnsan vücudu baştan sona deri ile kaplı, gözlerinde kapakları var… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Tüm ağaçların kökleri saklı ve tüm gövdeler kabuklar ile kapanmış… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Portakal yemişsindir, meyveye ulaşana kadar kaç katmandan geçtin, değil mi? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Ne tesadüf ki Mandalina da öyle, limon da hatta şimdi aklına düşen diğerleri de… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Her şey böyle olunca, insan da çoğu şeyi öyle yapmış, belki bilerek belki bilmeyerek… Kitap yapar ona kapak ekler, defter yapar kapak ekler, bir şey üretir onu bir kutuya...

MEMNUN OLMAYAN EVLATLAR

Kızını uyandırmaya çalışıyordu Ayşe. Her sabah aynı şeyler yaşanıyordu. Uyanmakta zorlanıyor, okula gitmek istemiyordu. Hayatı bile annesinin zoruyla yaşıyor gibi bir hali vardı. Annesi, yokuş yukarı, bozuk bir arabayı ittiriyormuş gibi hissediyordu. Çünkü kızı hiçbir şey yapmak istemiyordu. Adeta yaşama sevincini kaybetmişti.   Üniversite sınavlarında, istediği bölüme puanı yetmeyince, ailesi hemen imdadına koşup, “Sana okul mu yok yavrum? ” diyerek, özel bir okula yazdırmışlardı. Evlatlarını mutlu edebilmek için tüm imkânlarını seferber etmişlerdi. Hayatta isteyip de sahip olamadığı hiçbir şey yoktu. Çocukluğundan beri, ne istese, ikiletmeden yerine getirilmişti. Ama bir türlü Zehra’yı memnun edememişlerdi.   Her olayın içinde mutlaka şikâyet edecek bir şey bulabilmesi, annesini hayrete düşürüyordu. Zehra şikâyet ettikçe, ailesi, miktarları arttırıyor, “Neyi eksik yaptık acaba?” diyerek dertlere düşüyordu. Buldukları çözümse sürekli imkânları arttırmak oluyordu. Böyle ...

İNSAN KENDİNE AYNA TUTARMIŞ MEĞER

  Bir yandan hazırlanıyor bir yandan da söyleniyordu. “Dönem bitmeden hoca mı değişirmiş canım?” dedi öfkeyle. Küçücük çocuk bunlar zaten okula zor uyum sağladılar. Bir de şimdi yeni öğretmene alışmaya çalışacaklar. Ama çaresiz durumu kabul etti. Gidip görelim bakalım yeni öğretmeni belki eskisinden iyidir. Ama ne demişler? “Gelen gideni aratır.” Kafasında deli sorular ile okulun yolunu tuttu.   Bu yıl üçüncü sınıfa geçmişti Melek. Annesinin bütün planları ona göre yapılırdı. Her şey onun etrafında dönerdi. Kıymetlisiydi tüm ailenin. Bir dediği iki edilmezdi.    Yazın sıcak oluyor diye salonun ortasına şişme havuz bile kurmuştu annesi. “Yeter ki o mutlu olsun” derdi. Tırnağına taş değse yeri göğü inletirdi. Sınıfa girer girmez yeni gelen öğretmene kendisini tanıttı. Gayet sevimli güler yüzlü tavırları vardı. Fakat kısa zamanda öğretmen hanım gerçeği anlamıştı. Güler yüzün arkasındaki niyeti, evdeki gibi sınıftaki hâkimiyetini kaybetmemek içindi. Annesi; Melek...