Gün yavaş yavaş ağrıyordu. Gökyüzü geceden sabaha geçerken adeta mavinin her tonunu yaşıyordu. Bitkiler üzerlerindeki çiğ damlalarını toprağa dökerken, kuşlar da şarkılarına çoktan başlamıştı. Ve artık güneş ile ortalık iyice aydınlanmıştı. İnekler, koyunlar, kuzular, tavuklar, köylüler herkes dışarıdaydı. Hasan da tatil için köye gelmenin mutluluğu ile sabah erkenden uyandı. Dışardaki sesleri merak ederek üstünü değiştirip, hemen amcasının yanına gitti.
Amcası Cemal Bey çiftçilik yapıyordu. Bu köyde doğmuş, yine
bu köyde yaşamını devam ettiriyordu. Cemal Bey sadece çiftçilik yapmıyordu.
Aynı zamanda büyükbaş hayvancılıkla da uğraşıyordu. Hem bağ bahçenin olması,
hem hayvanları, Cemal Beyi epey uğraştırıyordu. Yanında ara ara dönemlik
işçileri olsa da işlerin büyük kısmını kendisi yapıyordu. Bu yaz yeğeni Hasan
okul finallerini verip, ona yardım
etmeye gelmişti.
Amcası Hasan’ ı otobüs
garında karşılamış, sonra da köye getirmişti. Otogar ile köyün arası epeyce
uzaktı. Ama Cemal Bey Hasanın sorularına cevap vermekten yolun nasıl geçtiğini
anlamamıştı. Akşam yemeği yenilmiş, çaylar içilirken “Hasan oğlum, yoldan
geldin, şimdi yatıp, iyice uyu. Sabah erken kalkacağız. Unutma, iyi bir üretici
her zaman işine erken başlar. Erken başlamak için erken yatıp, erken kalkmalı.”
dedi. Hasan kendisine hazırlanılan yatağa hızlıca atladı. “Ohhh misss gibi
beyaz sabun kokuyor. Teşekkürler Aysel Yenge.” “Bir şey değil kara oğlan. Hadi
iyi geceler sana.”
İşte nihayet sabah olmuştu. Hasan da horozların sesiyle uyandı,
amcasına yetişmek için hızlıca dışarı çıktı. Traktör hazırdı. “Hadi atla
bakalım kara oğlan.” diyen amcasının elinden tutarak tarktörün kasasına atladı.
Uzak köylerden gelen işçiler ve Hasan için uzun bir yaz dönemi başlıyordu.
Yolun bir kısmında bazıları indi. Onlar tarlalardaki
ürünleri toplayacaklardı. “Hadi Hasan sende iniyorsun.” dedi amacası. “Bak bu
Fikri Dayı. Buranın ağası odur. Sana ne yapman gerektiğini o gösterecek. Sakın
ha sözünden çıkmayasın. Unutma oğlum! Çırak ustasının sözünden dışarı çıkmaz.
Anlaştık mı yeğenim?” “Anlaştık amca. Hadi kolay gele…”
Hasan bağ, bahçe derken baya yorulmuş. El yüz yıkamak için
çeşmeye doğru yöneldi. Buz gibi akan su bütün hararetini almıştı sanki. Bir
yandan dinleniyor, bir yandan işçileri izliyordu. Herkes arı gibi çalışıyor, kimse
ne yapacağını şaşırmıyor. Kimisi mahsulleri topluyor, kimisi işçileri getirip götürüyor.
Kimis toplanılan mahsullerin iyisini, kötüsünü ayıklıyor. Kimisi iyi olanları
sandıklara yerleştirirken, kimisi de sandıkları kamyona yerleştiriyordu.
Ve akşam olmadan paydos verildi. Ertesi sabah tekrar gelmek
üzere işçiler bir bir evlerine bırakıldı. Hasan hemen duş alıp, yemek için
sofraya oturdu.
“Dur yeğenim, boğulacaksın.”
“Çok acıktım amca. Öyle böyle değil.”
“İyi, acıktıysan çalıştın demektir. Aferin oğlum.”
“Amca bir şey soracağım. Bu işçiler neden çalışırken türkü
söylüyor?”
“O nereden çıktı oğlum?”
“Yani yaptıkları iş çok yorucu. Ben yorulunca şahsen öyle neşeli olamam. Anlayamadım yani.”
Hasan; şehirde yaşayan ve her gün işe gitmek için yarışan
insanlar tanıyordu. Zihni ister istemez, işçilerle, o insanları kıyasladı.
Mesela komşuları vardı. Her sabah karşılaşırlardı ama yüzleri hiç gülmezdi. “Günaydın!”,
“Geç kalıyoruz!” cümlesinden başka da bir cümle duymamıştı onlardan.
Sonra serviste giderken, diğer araçlardaki insanların
görüntüsü geldi gözünün önüne. Herkes bir koşturmaca içinde bir yerlere
yetişmeye çalışıyordu. Birisinin kolu , birisine değse “Dikkat etsene!” diye bağırıyordu.
Sıkışan trafikteki korna sesleri de cabasıydı. Her zaman olmasa da hayatın
rutini böyleydi.
Amcası yemeğini bitirirken “Bak oğlum mesele insanı dinç
tutacak bir uğraşı , bir hedefinin olmasıdır.. Eğer senin önünde ulaşmak
istediğin bir yol varsa, o yol için çabalaman lazım. Ama bunu yaparken
birilerine omuz atarak değil, birilerine destek olarak yapman lazım. Hayatı
sadece kendin için yaşarsan mutsuz olursun. Ama bu hayatta bedel denilen bir
şey var ki, işte insanı ayakta tutan da odur. Herkes kendi bedelini öderse
ortada problem kalmaz. O insanlar neden o kadar çalışmalarına rağmen mutlular? Çünkü
herkes kendi bedelini ödüyor. Kimse kimsenin elinden bedelini çalmıyor. O yüzden
işler aksamıyor. Mesela bu gün hayvanların yanına da gittin değil mi? O
hayvanlar ot yeme saatlerini, süt verme saatlerini, ahıra geçme saatlerini
biliyorlar. Sadece hayvanlar mı? Yeryüzündeki her şey aslında kendi görevini
yerine getiriyor. Düşün mesela Güneş Dünya’ ya bir tık yakın olsa ne olur?”
dedi.
“Yanarız amca.”
“Peki bir tık uzaklaşsa?”
“O zaman da donarız.”
“Demek ki bir düzen ve o düzende bir kıvam var değil mi? Bizim
hayatlarımızda da böyle oğlum. Bedellerimizi başkalarına ödetir ya da insanlara
iyilik olsun diye yanlış bedeller ödersek o zaman yanarız ya da donarız.”
“Amca sohbet güzel ama benim uykum geldi. Şimdi ben yatayım
sabah görüşürüz, hadi iyi geceler size.”
Hasan yatağına yattı ama kafası amcasının dediklerine
takıldı. O zaman insanlar doğru bedeller öderse mutlu, yanlış bedelller öderse
mutsuz mu olur ? Mutluluklarımızın bedellerimizle ilişkisi mi var ? “Neyse
sohbetin devamında öğrenirim yarın!” diyerek uykuya daldı...
Mutluluk bedellerimize göre şekilleniyorsa o zaman konsantre olmamız gereken şey bedellerimiz :)
YanıtlaSilEllerinize sağlık, güzel yorgunlukları hatırlatan bir yazı olmuş 🌸
YanıtlaSilMutluluk meğer ne farklı bir adreste
YanıtlaSilHayat bedeller üzerine kurulu ise insan bedel ödedikçede hayat amacı olan mutluluğa ve başarıya ulaşmış olur, marifetlenir :) Ne güzel ilişkili bir yazı… İnşallah bedellerimizide kıvamında ve doğru yere kanalize ederiz :) Kaleminize sağlık…
YanıtlaSilKaleminize sağlık.. Hayat ödediğin ve aldığın bedeller dengesidir.. Dikkat!!
YanıtlaSilDoğru bedeller ödendiği zaman mutlu , yanlış bedel ödediğimiz zaman mutsuz oluruz. Herkes bir düzen içinde kendi sorumluluğu almalıdır.
YanıtlaSilYazıya bayıldım. Kaleminize sağlık çok sıcak, çok akıcı, çok gerçek! Nerede o eski şikayetsiz yaşamlar, derken karşılaştım. İnşAllah hala üretmekten, bedel ödemekten keyif alanlar vardır. Zira artık insanlar mutluluğu başka başka yerlerde arıyorlar. Bedel insanın şifası bir çözebilsek🤲
YanıtlaSil