Ana içeriğe atla

Harcarken Harcanmayın

 

Harca, sahip ol, tüket…

Reklamcılar, diziler, internette takip ettiklerimiz,

Sürekli harca diyorlar.

İhtiyacın olmayanı da al,

İhtiyacın olanı da…

Elbise, mont, pantolon,

Ayakkabı, ruj, saat,

Çanta ihtiyaç tabi, bir kadının bir çantası olur mu hiç?

Cilt bakımı, sauna, masaj,

Spor salonuna gitmek, ev işleri ile erimez o göbek...

Dışarıda yemek,

Sinemaya, tiyatroya, konsere gitmek ihtiyaç,

Arkadaşlarla kafede buluşup sütlü kahveler içmek, pazar kahvaltısına gitmek, hafta sonu iki günlük kısa geziler…

Tatil zaten ihtiyaç,

İhtiyacın var al…

Tüm hayatını harcayarak kazandıklarını, hayatın boyunca olmasa da olabilecek şeylere harca!

Neden? Neden kazandıklarımı bunlara harcamalıyım?

Çünkü bunların satılması lazım!

Zamanını harca…

Sana sonsuz verilmiş!

Paranı harca…

Nasılsa çalışıyorsun, kazanırsın!

Hem zaten çalışıp yorulan sen değil misin?

Tabii ki senin de hakkın,

Gez, eğlen, al, harca!

Tatile gideceksin…

Herkes yurtdışına gidiyor,

Benim neyim eksik?

Su kaydıraklı, yamaç paraşütlü, spalı, aqua parklı,

Banana, deniz hamburgeri, go-kart, jet-ski,

Yemekleri daha önce yemediğimiz tatlar olmalı!

Dünya mutfağından seçenekler…

Çocuklar için ayrı aktiviteler, yetişkinler için ayrı aktiviteler,

Akşam canlı müzik olmalı!

Kışın kar tatili, yazın deniz tatili…

Senede bir iki kere tatilimiz var.

Eksik mi olsun?

Hem sonra sosyal medya da paylaşacağım… Bol bol resimlerimiz olsun…

Çocuk okula başladı.

Arkadaşlarından eksik mi kalsın?

Marka ayakkabının en yenisi onun da hakkı!

Ya marka telefon?

Yeni modeli olmazsa arkadaşları arasında küçük mü düşsün?

Arabayı da artık değiştirmemiz gerek!

Evimiz artık bize küçük geliyor.

Çocuk büyüdü, ona birde çalışma odası lazım.

Bir mutfak adası istiyorum. Ne zamandır hayalim. Bunun için geniş bir mutfak lazım!

Yemek yapmaya çok fırsatım olmuyor. Yoğun çalışıyorum. Ama adalı mutfağa bayılıyorum…

Eşime de hobi odası lazım.

Kocaman bir televizyon,

Keşke yer olsa da birde bilardo masası alsak…

Evimiz site içinde olsun.

Açık kapalı yüzme havuzu,

Sosyal tesisi,

Spor salonu,

Sinema salonu içinde olsun.

Çocuk parkı, basketbol, voleybol, mini futbol sahası olsun.

24 saat güvenlik, alışveriş, kuru temizleme, temizlik hizmeti olsun.

Ev alıyorsan en iyisi olsun…

Evi alınca eşyaları da değiştirmek lazım. Ne zamandır aklımda…Beyaz eşyalar yenilenmeli,

Koltuklar, perdeler, yeni yemek takımı…

Onun içinde bütçede bir yer lazım.

O zaman daha da çok çalışmamız lazım!

Liste uzayıppp gidiyor…

Peki bunlar gerçekten ihtiyacım mı?

İhtiyaç ne demek? 

Yaşamsal eksikliklerim…

Yaşamsal eksiklerim neler?

Bir insanın yaşaması için gerekli eksiklikler…

İnsan yemek yemeli, barınmalı, giyinmeli, ısınmalı…

Bunlar olmadan yaşamımızı sürdüremiyoruz. Bunlar yaşamsal eksikliklerim…

O zaman uzayan bu liste benim ihtiyaçlarım olabilir mi? Bunlar olmadan yaşamımı  sürdürebilir miyim? Bunlara sahip olmadan yaşayabilenler var mı?

Bunlar ihtiyaçlarım değil. Bunlar benim isteklerim. Bir şeyi elde etme arzum, konforlarım…

Peki ne oluyor da ben ulaşmak istediğim her konfora ihtiyaç diyorum?

Çünkü insan istedikçe isteyen, tükettikçe tüketen bir canlı…

Bunlara sahip olduğumuzda mutlu olacağımızı düşünüyoruz.

Bize “ihtiyaç” diye dayatılan şeylere zamanımızı, paramızı, sağlığımızı harcarken mutlu olabilir miyiz peki?

Mutlu olmak ne ile mümkün?

Mutlu olmak için harcamaya ihtiyaç var mı?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki ‘Mutluluk’; somut şeylere ihtiyaç duymadan sürekli hissedilen bir duygu…

Benim mutluluğum harcayarak artmıyor. Benim mutluluğum tüketerek de artmıyor.  Benim mutluluğum, listesi uzayıp giden, alınmalı denilen şeylere olan isteğim azaldığında artıyor. Benim mutluluğum zamanım bana kaldığında, sağlığım yerinde olduğunda artıyor. 

Peki o zaman biz hangisini seçelim?

Harcarken harcanmayı mı?

Harcamayı ihtiyaçlarımıza göre yapıp gerçekten mutlu olmayı mı?

Seçim sizin…

 

 

Yorumlar

  1. Adsız2/09/2024

    Harcamalara dikkat...

    YanıtlaSil
  2. Çok etkileyici bir yazı. İnsan ne kadar çok yanılıyor. Elinize emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  3. Adsız2/09/2024

    Mutluluk; sürekli haz

    YanıtlaSil
  4. Adsız2/09/2024

    Bu yalan dünyada hic istekleriniz ve ihtiyaçlarimiz bitmez hep daha çok güzel şeyler isteriz...

    YanıtlaSil
  5. Adsız2/09/2024

    Okurken bile yoruldum listeden, isteklerden…
    😅 Ftm Dlkn

    YanıtlaSil
  6. İnsanlar tüketimleri ihtiyaçlarına göre değil de isteklerine göre yapıyorlar ve bu tatminsizlik doğuruyor. İnsan ihtiyacını karşılayarak da mutlu olabilir. Dışarıdan somut bir metallere ihtiyaç duymadan... Harcama yaparken : 'ama o bende yok' diyerek yapıyoruz ya bunun sonu yok işte. Sonuçta bütün dünyayı gardırobuna sığdıramazsın...

    YanıtlaSil
  7. Tuğba2/09/2024

    Bitmek bilmeyen istekler sonu da hiç gelmiyor. İnsan nasıl bir yanılgı içinde..Elinize sağlık…

    YanıtlaSil
  8. Adviye Karaoğlu2/10/2024

    Gerçek ihtiyacımız olan şey harcamamakmış….😊Düşündürücü yazı için Teşekkürler..:)

    YanıtlaSil
  9. Adsız2/10/2024

    Bu kadar tüketen toplumumuzda bu yazı önemliii👌

    YanıtlaSil
  10. Adsız2/10/2024

    İstekle ihtiyacımızı karıştırır hale geldik ne acı istemenin sonu yok emeklerinize saglik

    YanıtlaSil
  11. Kendimizi İhtiyacımız olduğuna inandırarak israf edebiliyoruz

    YanıtlaSil
  12. Ayşe Nur Varlı2/11/2024

    Nasıl daha doyumsuz ve mutsuz olunur adlı çalışma. Kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  13. Adsız2/11/2024

    Mutluluk bir şarta balğlandığında ne kadar sürer? Diyelim ki o şartı sağladık mutlu olduk. Şartlar değiştiğinde yine mutsuz olacaksak bu anda mutlu olmanın ne kıymeti var? Sahip olduklarının farkında olup şükredebilmek en büyük mutluluk değil midir? Kaleminize sağlık🌻

    YanıtlaSil
  14. Meral G.2/11/2024

    “Hayatta Yaşam amaçlarımızdan biri olan mutluluğun peşinden gitmek istiyorsak, istek ve ihtiyaçlarımızın ayrımını yapmamız gereklidir . “ şeklinde ,insana anlaşılır ve farkındalık uyandıran bir yazı olmuş . Gönlünüze sağlık .

    YanıtlaSil
  15. Adsız2/11/2024

    İhtiyaç...
    İstek..
    Çok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık 🤍

    YanıtlaSil
  16. Neslihan2/11/2024

    Normalleştirdiğimiz, herkes yapıyor dediğimiz, ihtiyaç zannettiğimiz isteklerimiz... Bitmeyen harcamalar. Halbuki tatil derken gerçek ihtiyacımız doğa ile iletişim kurmak, kafe de latte içmek aslında samimi dost sohbeti... tanımlamalarımızı biz yaptığımızda netleşecek sanırım bir şeyler...

    YanıtlaSil


  17. Ne güzel anlatmışsıniz✅

    YanıtlaSil
  18. Zeynep k.2/15/2024

    Her yerden tüketime yonlendiriliyoruz. Tüketim arttıkça hayatın bereketi gidiyor. Oysa maddi manevi hastalıkların izin sebebi tüketim. Sifamiz üretimde olup tüketimi azaltmak..bilinçli olmak dikkat etmek gerek..

    YanıtlaSil
  19. Adsız2/16/2024

    Istek mi.?
    İhtiyaç mı?
    Tüketim yaptıkça mutsuz oluyor.berrketimizin önünde engel oluyor....

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadakat mi? Açık İlişki mi?

  Hiçbir şey açıkta ve açık bırakılmamışken, Bir badem tanesi üzerinde kaç kat var onu koruyan biliyor musun? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Minik bir badem tanesi yedi kat ile sarılmış, neden acaba? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Bezelyeler bir salkım içerisinde ve üzeri yedi kat fermuarla kapatılmış şekilde büyüyor, Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, İnsan vücudu baştan sona deri ile kaplı, gözlerinde kapakları var… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Tüm ağaçların kökleri saklı ve tüm gövdeler kabuklar ile kapanmış… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Portakal yemişsindir, meyveye ulaşana kadar kaç katmandan geçtin, değil mi? Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Ne tesadüf ki Mandalina da öyle, limon da hatta şimdi aklına düşen diğerleri de… Belki de ihtiyacın biraz düşünmek, Her şey böyle olunca, insan da çoğu şeyi öyle yapmış, belki bilerek belki bilmeyerek… Kitap yapar ona kapak ekler, defter yapar kapak ekler, bir şey üretir onu bir kutuya...

MEMNUN OLMAYAN EVLATLAR

Kızını uyandırmaya çalışıyordu Ayşe. Her sabah aynı şeyler yaşanıyordu. Uyanmakta zorlanıyor, okula gitmek istemiyordu. Hayatı bile annesinin zoruyla yaşıyor gibi bir hali vardı. Annesi, yokuş yukarı, bozuk bir arabayı ittiriyormuş gibi hissediyordu. Çünkü kızı hiçbir şey yapmak istemiyordu. Adeta yaşama sevincini kaybetmişti.   Üniversite sınavlarında, istediği bölüme puanı yetmeyince, ailesi hemen imdadına koşup, “Sana okul mu yok yavrum? ” diyerek, özel bir okula yazdırmışlardı. Evlatlarını mutlu edebilmek için tüm imkânlarını seferber etmişlerdi. Hayatta isteyip de sahip olamadığı hiçbir şey yoktu. Çocukluğundan beri, ne istese, ikiletmeden yerine getirilmişti. Ama bir türlü Zehra’yı memnun edememişlerdi.   Her olayın içinde mutlaka şikâyet edecek bir şey bulabilmesi, annesini hayrete düşürüyordu. Zehra şikâyet ettikçe, ailesi, miktarları arttırıyor, “Neyi eksik yaptık acaba?” diyerek dertlere düşüyordu. Buldukları çözümse sürekli imkânları arttırmak oluyordu. Böyle ...

İNSAN KENDİNE AYNA TUTARMIŞ MEĞER

  Bir yandan hazırlanıyor bir yandan da söyleniyordu. “Dönem bitmeden hoca mı değişirmiş canım?” dedi öfkeyle. Küçücük çocuk bunlar zaten okula zor uyum sağladılar. Bir de şimdi yeni öğretmene alışmaya çalışacaklar. Ama çaresiz durumu kabul etti. Gidip görelim bakalım yeni öğretmeni belki eskisinden iyidir. Ama ne demişler? “Gelen gideni aratır.” Kafasında deli sorular ile okulun yolunu tuttu.   Bu yıl üçüncü sınıfa geçmişti Melek. Annesinin bütün planları ona göre yapılırdı. Her şey onun etrafında dönerdi. Kıymetlisiydi tüm ailenin. Bir dediği iki edilmezdi.    Yazın sıcak oluyor diye salonun ortasına şişme havuz bile kurmuştu annesi. “Yeter ki o mutlu olsun” derdi. Tırnağına taş değse yeri göğü inletirdi. Sınıfa girer girmez yeni gelen öğretmene kendisini tanıttı. Gayet sevimli güler yüzlü tavırları vardı. Fakat kısa zamanda öğretmen hanım gerçeği anlamıştı. Güler yüzün arkasındaki niyeti, evdeki gibi sınıftaki hâkimiyetini kaybetmemek içindi. Annesi; Melek...