Öyle ya, günümüzde insanlar en çok yatmadan önce ve sabah kalktıklarında ayılmaları için telefona bakarak vakit geçiriyorlar. Özellikle de sosyal medya ve malum kanalda videolar izlemek için içerik üreticilerinin olduğu mecrada vakitlerini geçiriyorlar. Hande de bu tarz şeyleri takip ederdi ama o kadar sıkı değil, paylaşım pek yapmazdı mesela. Çünkü her anını paylaşanları anlayamaz ve hemen o hikayeleri kapatırken bulurdu kendini. Sosyal medyadaki takipçi listesine baktığında, yakın çevremde olanlar kadar uzak çevremde olan insanlar da var. “Sadece bir “Merhaba”mızın olduğu insanlar, benim niye bu kadar özelimi bilsinler ki” diye düşünürdü. “Hem onların nereye gittiklerini ne yaptıklarını bilmek bana ne kazandırır ki” dedi ve kitabını okumaya başladı.
Hande kitap okumayı çok seven birisiydi, bu nedenle de kitap grubu arkadaşlarının olduğu gruplardan birine katılmıştı. Bazen de sosyal medyayı, sevdiği yazarları takip etmek için kullanırdı. Ama Hande, orada bazı yorumların sadece yorum yapmak veya acımasızca olanlarını görünce anlam veremezdi. Yorumların hepsini okuyunca ortaya çıkan tablo şu oluyordu; sadece eleştirmek için yazan bir grup var. Biri geniş geniş hakaret ediyor, diğeri hesap sahibinin hayranı belli ki, o da o yazar adına karşı tarafa benzer karşılığı veriyor.
Hande o an fark etti ki, insan iki uçta olunca ne sakin kalabiliyor ne de tarafsız olabiliyor. “Sahi nasıl bu hale gelebilir insan? diye düşündü. Hande iç algıya geçti. Bazı anlar vardır ki, hassas irdeleme için insanın dış algıdan çıkıp iç algıya geçmesi gerekir. Zihin soru cevapla çalıştığından sonra şu söz geldi aklına Hande’nin.
“Doğrusu insanoğlu tartışmaya meyillidir.”
İnsanoğlunun genel direncidir, tartışmaya meyilli olması. Tartışmanın başladığı yerde, gerçek söz pasifleşir, sahte söz aktifleşir. Çünkü tartışma varsa, egolar aktiftir, egonun aktif olduğu yerde haklı çıkmağı isteği çok yüksektir. Bu nedenle tartışmada öğrenme de olmaz.
Yaşadığımız dünyaya baktığımızda ise özellikle sosyal medyada takip ettiğimiz kişilerin büyük çoğunluğu sadece aktarım yapıyorlar.
Hatta yayınladıkları şeye sürekli
bakıp oradan kimler bizim hikayemize bakmış ve yorum yapmamış, beğeni
göndermemiş hepsinin bilgisine ulaşabiliyorlar. Böylece bir kenara yazmalar
hatta göndermeler de yapılır hale geldi “Ben lafımı ortaya koydum, isteyen
istediğini alsın” cümleleri tanıdık gelmiştir😊 Oysaki hangi çağda
olursak olalım insan, aktarımlarından sorumludur.
İletişim çağındayız diyoruz ama en yüksek iletişim teknolojileri çağındayız. Bu ikisi ne yazık ki aynı şey değil. Gerçek bir iletişim kendi ve karşı tarafın ihtiyacını anlamakla başlar. İletişim kalitesini belirleyen şeylerden biri de aktarımlarımızdır. Aktarım kalitesi ise, algılamanın iyi yapılmasından geçer.
İnsan neyi algılarsa onu aktarır
çünkü.
Sürekli kötü bir espri anlayışı olanları takip ederse insan kendi espri anlayışı da değişir. Sürekli dedikodu yapanlarla oturursam bir süre sonra bende yapmaya başlarım. Algıladıklarımızla aktarımlarımız ilişkilidir. Kendimi neyle besliyorsam ona göre karşılığı var.
Ve artık Hande, sosyal medyada sadeleşme zamanı geldi diye düşündü.
Hande, hedefine uygun konularla
ilgili paylaşımlarda bulunan takipçilere zaman ayırmanın farkına vardı ve takip
ettiği kişilerin listesini bu gözle yeniledi. Aktarmayı hedeflediği içeriklere
yakın kişileri takip etti ve aktarım kalitesi değişti. Böylece "algıda seçicilik" ne demekmiş çok iyi anladı.
Çok güzel mesajlar
YanıtlaSilUzerinde dusunulmesi gerekir. Cok guzel yazi❤️
YanıtlaSilİnsan her sahneyi algiladiginda bir süre sonra o sahte içine işliyor. Hayatı ve ilişkileri o sahteliği göre şekilleniyor. Kaleminize sağlık 😊
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş elinize emeğinize sağlık
YanıtlaSilGünümüzde insan ne kendi ihtiyacının en de karşıdakinin ihtiyacının farkında… Gerçekte iletişimin nasıl olması gerektiği güncel örneklerle çok güzel aktarılmış…
YanıtlaSilKaleminize sağlık
Neyi algılarsak oyuz... Gerçekten yana seçimler yapmak nasip olsun💕
YanıtlaSilAlgıyıda sadeleştirmek cok güzel bakış açısı
YanıtlaSilGerçek bir iletişim kendi ve karşı tarafın ihtiyacını anlamakla başlar.
YanıtlaSilKaleminize sağlık, çok yerinde bir yazı olmuş
YanıtlaSilAlgılama ne kadar önemli bir konu. İnsanın ve hayatın kendisi algılama🌸Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilAlgılama o kadar detay ve hayatın içinden bir konu ki. Bizden çıkan her şey daha önce ne algıladığımız. Aktarımlarına bak ne algıladığını, kendini gör. Kaleminize sağlık 🌸
YanıtlaSilElinize sağlık 🌺
YanıtlaSilİnsan neyi algılarsa onu aktarır. Algıladıklarımız çok önemli. Çocuklarımızın aktarımına bakalım…
YanıtlaSilİnsan, aktarımlarından sorumludur. Çok güzel anlatmışsınız. Ellerinize sağlık
YanıtlaSilİnsanın algılama kalitesi , aktarma kalitesini etkiliyor .günümüzde en çok ihtiyacımız olan durum. Yazanların ellerine sağlık çok güzel bir farkındalık oluşturan bir yazı olmuş 👏👏💝
YanıtlaSilAlgıda seçicilik çok kıymetli yeniden hatırlattığınız için teşekkürler 💐
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı..
YanıtlaSilFaydalı algılayan faydalı şeyler aktarır...
YanıtlaSil