Bakmak ve görmek arasında ki farktan bahsedilir. Fakat bu
ikisinin dışında insanoğlunun aslında neye şahitlik ettiği daha önemlidir.
Hayat başlayıp, nihayete ererken insanoğluna küçük küçük
senaryolar hazırlar. Her biri için yeniden dizayn edilen sahneler ve bu
sahnelerde şahit olduğu olaylar ....
Diye devam ediyordu Mert'in dinlediği seminer. Not defteri, kalemi ile seminere hazırlıklı
gelmişti. Konuşmacının gayet sade bir dil ile anlattığı konuyu ,daha önce hiç
düşünmediğini fark etti. Şahitlik
kelimesi dikkat çekiciydi. Mert önce vurgulanan kelimeleri defterine
yazıyordu. Sonra alt kısımlarına açıklamalarını yazıyordu. Arada dinliyor
,arada not alıyordu. Çünkü fark etti ki konuşmacının amacı, onun amacı ile
aynıydı. Ve onun samimi olması hoşuna gitmişti. Bazen can
alıcı noktalara atış yapıyordu. Bazende espri yaparak havayı yumuşatıyordu.
Mert çevresinde gerçekleşen olaylara duyarlı bir çocuktu. Bu
yüzden gönüllü olarak bir çok dernekte çalışıyordu. Yetim ve öksüz çocuklara
karşı ayrı bir ilgisi vardı. Onlara daha nasıl yardımcı olabilirim diye merak
ederdi. Okulda ki bor çok arkadaşına gönüllü olmayı tavsiye etse de ilgilenen
pek olmadı. Kimisi benim derslerim çok yoğun diyordu. Kimisi ise vaktim yok
diyordu. Ama vakti olmayanları hiç bir faydası olmayan işlerle meşgul
olduklarını görüyordu. Ve bu duruma içten içe üzülüyordu. Dünyada bu kadar
yetimmcocuk varken nasıl da bir şey yapmamak insanın içinden gelmezdi anlam
veremiyordu.
Seminer devam ederken konuşmacı: İnsan bu hayatta neyi
merak ederse onu algılar. Ve insan neyi algılarsa ona dönüşür. Siz eğer gerçeği
merak ederseniz hayatınız gerçeğe doğru yaklaşır. Ve şahit olduğunuz olaylarda daha gerçekçi
olur. Fakat sahteyi merak ederseniz de hayatınız sahteye yaklaşır ve şahit
olduğunuz olaylarda sahte olur. Hayatin içinde kim gerçekliği algilarsa üstün
olan o olur. Çünkü GERÇEK mutlaka gerçekleşir. Sahte ise gerçekliğin
karşısında kaybolup gider. İçiniz de ki gerçekliği kaybederseniz bu sefer
adalet terazinizin karışır.
Dünyadaki savaşların çıkış noktası da budur. Sahte istekler
yüzünden insanlara adaletsiz davranılması, yüzlerce hayatların parçalanmasına
neden oldu ve olmaya devam ediyor. En yakin örnegini bugun hala yaşıyoruz. Ve
çok ilginç iyi gözükenler bu katliamları görmezden gelirken , kötü diye bilinen
insanlar bu soykırım için daha fazla tepki gösteriyor. Demek ki adaletli olmak
için insanın gerçeğe göre hareket etmesi gerekiyor.
Peki zalimler ve mazlumların olduğu bir sahnede bizlerin
rolü nedir? Mert bu soru karşısında heyecanlandı. Uzun zamandır zihninde bu
soru vardı. Ben bu soykırımdadaha fazla ne yapabilirim ? Ve sorunun cevabı
geliyordu.
İnsanoğlu büyük hareketler yapmayı severken ,küçük
hareketleri önemsemez. Mesela doktor bize günde on dakika evde yürüyüş yap
derse,güler geçeriz. Ben bir saat yürürüm doktor bey deriz. Ama genelde o bir
saat yürüyüşler sürekli olmaz. Ne zaman
ki evde düzenli on dakika yürüyüş yaparsak bu on dakikalar bir saate varabilir.
Veya sınava hazırlanan bir çocuğa öğretmeni "günde on soru
çöz" deyince "ben elli soru çözerim" der. Fakat bir kaç gün sonra soru çözmeyi
bırakır. On soruyu düzenli çözünce elli soruyu da çözebilir hale gelir. Yani
büyük işleri yapmanın yolu küçük işleri yapmaktan geçer. Eğer bir soykırıma
tepki vermek istiyorsak küçük hareketlerle başlamalıyız. Nedir bu? Dinleyiciler
arasında "BOYKOT" sesleri yükseldi. Konuşmacı tebessüm ederek ; "Çok doğru" dedi. Şu an meydan
savaşı olsa bizim milletimiz koşar .Fakat karşı tarafa bakarsak zalimce bir
davranış ortaya koyuyor. Bir dedeyi torunundan ayırıyor. Çocuklarını
anneler,babalar enkazlarin içinde bulmaya çalışıyor. Bir doktor dokuz çocuğunu
kaybediyor. Bir çocuk günlerdir yemek yiyemediği için zayıf vücudu artık dayanamıyor.
Okula giden çocuklar bombaların altında ders yapıyor. Ailesine un çuvalı
götürmek icin kilometrelerce yol yürüyen bir çocuk aşağılaniyor ve sırtından
vuruluyor.... Biz bunları konuşmaya dayanamıyoruz ama onlar bunu yaşıyor... O
yüzden bu sahnede rol kapmaya çalışıyorsak boykota çok ama çok dikkat etmeliyiz .
Mert mola verilince elini yüzünü yıkamak için lavaboya
gitti. Gözleri dolu doluydu. Her gün sosyal medyada izlediği haberlere yenileri
ekleniyordu. İnsanlar ise bunu notmalleştirmişti ne yazık ki... yine mi ?
Diyorlardı. Me çevresinde sevilen bir çocuktu . Bu yüzden ilişkileri iyiydi.
Ama son zamanlarda bazı arkadaşları ondan uzaklaşmıştı. Savaşı biz mi
çıkarttık? Bu markanın ürünleri çok kaliteli . Başka bir marka almak
istemiyorum. Bu zaten benim meselem değil diye düşünen arkadaşları ile yolları
ayrılmıştı . Mert onlardan değil ama onlar Mert'ten uzak durmayı seçmişlerdi.
Seminer bittiğinde Mert konuşmacının yanına gitti: Merhaba
ismim Mert. Seminer çok güzeldi, çok teşekkür ederiz.
Merhaba Mert. Faydalı olduysa ne güzel. Anlat bakalım neler
yapıyorsun?
Bu yıl okulu bitireceğim. Genelde bir çok gönullumolarak
derneklerden çalışıyorum. Özellikle yetim ve öksüz çocuklar için elimden
geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Keşke Gazze'de kiler içinde bir
şeyler yapabilsem .Aslında daha büyük şeyler yapmalıyız diye düşünüyordu. Siz
büyük işlerin yolu küçük işlerden geçer
dediniz. Bu cümle benim için çok anlamlı oldu. Belki boykota ilgili daha
kapsamlı bir şeyler yapabilirim.
Elbette Mert. Mesela arkadaşlarınla bu konuda bir şeyler
yapabilirsin.
Arkadaşlarım için bir şey diyemem. Bu olaylardan sonra arkadaş çevrem azaldı. Çünkü bazıları hala görmezden geliyor. Benim bunu çok
abarttığımı söyleyerek benimle ilişkilerini kestiler. Galiba bu olayı da
bahsettiğiniz gerçeklik ve sahte konusuna göre değerlendirmeliyiz değil mi
hocam?
Eğitmen tebessüm ederek:"Hızlı öğreniyorsun Mert"
dedi.Mert v edalaşmak için elini uzatsa
da eğitmen onu kucakladı ve şunları ekledi:
Unutma ki her sahnenin zalimi,mazlumu ve o mazlumlar için
çaba gösterenler olur. Ve en önemlisi de her sahnenin tek bir izleyicisi olur.
Ve herkes üstlendiği role göre bir karşılık alır. Şahit olduğumuz olaylarda ki
tepkilerimiz ise asıl sahnemizi belirler. Zalimler kazanır gibi gözükür ama aslında kaybedenlerdir. Nice
mazlumlarda kaybediyor gibi gözükürken aslında
kazanmışlardır. Bu ince detayı
ise sadece Gerçeği bilenler anlar....
Kaleminize sağlık.ne kadar önemli küçüğü basit görmemek.
YanıtlaSil