Diyet bisküviler, çay içtiği bardaklar, uykusu açılsın diye
içtiği kahve fincanları derken çalışma masası, pazar yerine dönmüştü. Bir kaç
gün önce hazırladığı ama içmeyi unuttuğu cam şişelerde; tarçınlı, maydanozlu,
limonlu sular da cabasıydı. Kütüphanesinde ise sağlıklı atıştırma paketleri
çöpe atılmayı bekliyordu. Koluna taktığı ağırlıkların biri yatağının altında
tozdan gözükmüyor diğeri ise tokalarını koyduğu çekmecenin içindeydi. Bir
hevesle aldığı, yürüyüşlerini, adımlarını saydığı akıllı saati de banyoda
dolabın içinde ayladır duruyordu. Kuzeni
ile birlikte aldığı son teknoloji hassas tartıyı da iş yerinde bir arkadaşını
ödünç vermişti. Ve tartının onda olduğunu çoktan unutmuştu.
Anladığınız üzere kahramanımızın fazla kiloları ile başı
dertteydi. Kendince yöntemler bulsa da bir süre sonra diyetini bozup verdiği
kiloları tekrar fazlasıyla alıyordu. Böylece
Yaprak “Her şeyi yapmama rağmen kilo veremiyorum.” diyenler kategorisine
girmişti.
Çocukluğundan beri iştahlı olan Yaprak yemek yemeyi çok
severdi. Mutlu olduğunda keyif aldığı yemekler, üzgün olduğu zamanlarda da dert
ortağıydı. Özellikle stresli zamanlarda iştahı daha da artıyordu. Tatlı
yedikten sonra tuzlu, sonra tekrar tatlı yeme isteği oluşuyor, adeta kısır
döngüden çıkamıyordu.
Çocukluk zamanları geçip ergenliğe geldiğinde Yaprak artık
arkadaş ortamında alay konusu olmuştu. Çünkü yaşıtlarına ve kendi boyuna göre
fazla kiloluydu. İlk zamanlar arkadaşlarını pek umursamayan Yaprak, lise son
sınıfta işin ucunu iyice kaçırmıştı. Üniversitesi bitene kadar da durumunu düzeltmek,
sağlıklı olmak için hiç uğraşmak istememişti.
Anne, babası, arkadaşları; kim konuşsa bu konuda onu ikna
etmek istese, Yaprak çok kızıyor,
tepkiselleşiyordu. “Tek keyfim yemek yemek. Ona da karışmayın.” diyerek insanların
söyleyecek sözünü söyletmeden konuyu
kapatıyordu.
Üniversite son sınıfa
geldiği bu sene ise onun için çok zor geçiyordu. Okuduğu bölüm diğer
bölümlere göre ağırdı. Bu yüzden ara ara diyet yapsa da yönetemediği stresi onu
yemeğe itiyordu.
Bir gün okulun kantininde oturmuş ders çalışırken arkadaşı
Hakan yanına geldi.
“Yaprak senin burada ne işin var?”
“Ders çalışıyorum.”
“Kütüphaneye neden gitmedin? “
“Orada sıkılıyorum. Burası bana iyi geliyor.”
“Anladım. Peki saat kaçta geldin?”
“ Sabah dersim yoktu buraya oturdum ders çalışmak için.”
“ Çalışabildin mi?”
“ Yani sayılır çok verimli olmasa da....”
“Bu içtiğin ne?”
“Detoks suyu.”
“Hımmmmm diyette misin yine?”
“Evet bu sefer kararlıyım ve bozmayacağım diyetimi.”
“Emin misin?”
“Evet Hakan. Sen de mi güvenmiyorsun bana?”
“Ben kendime güvenemiyorum bu konuda.”
“Nasıl yani? İyi de senin kilo problemin yok ki.”
“Anlamadım.”
“Yani kilo problemim olsa ben de kantinde oturup diyeti
bozmamak konusunda kendime güvenmezdim.”
“Ne ilgisi var ki ? Sonuçta bu insanın iradesi ile ilgili
bir şey.”
“Evet haklısın irade ile ilgili bir şey. Bak mesela Ahmet’i düşün. Sigaraya çok küçük yaşta başlamış ve karaciğerinde
problem çıktı diye doktor sigarayı yasakladı. Ahmet ne yaptı? Bırakmaya çalıştı
ama yapamadı. Sonuçta bağımlılık zor bir şey. Zor olan aslında sigarayı
bırakmak değil. Bunu nereden anlarsın biliyor musun? Ahmet gece uyurken sigara
içmiyor. Yani bırakıyor aslında geceleri. Ama her sabah yeniden başlıyor.
Mesele bırakmak değil ki tekrar başlamamak.
“Çok ilginç bir şey söylüyorsun Hakan. Daha önce bunu hiç
böyle düşünmedim. Ama yalnız yaşasa mesela bırakması belki daha kolay olur. Ev
arkadaşları da içiyorlar. İster istemez canı çeker yani.”
“İşte ana problem bu zaten Yaprak. İnsan bırakmak istediği
bağımlılığı ile düşman olmaz. Kimle düşman olur biliyor musun? Onun o sigaraya
başlamasındanki dış faktörlere düşman olur.”
“Nasıl yani?”
“Ahmet yetim büyümüş ve hayatta hep kendini birilerine kabullendirmeye
çalışmış. İşte ondaki bu beğenilme
isteği üzerine sigara onda farklı bir anlam kazanmış. “Ben de içersem onlarla
arkadaş olurum, beni de aralarına alırlar.” Yani sigaraya, bizden çok daha farklı
anlamalar yüklemiş. O yüzden şu an arkadaş çevresinden kopma korkusu, sigarayı
bırakma korkusundan daha fazla acı veriyor.
Beni hatırla. Okulun ilk yılları hep uykulu gezerdim. Çünkü
uykuya bağımlıydım . Benim için uyku her şeydi. Hr bulduğum vakitte, her
bulduğum yerde uyurdum ama uyku problemi yüzünden sınıfta kaldım neredeyse. Şimdi
alttan vermem gereken bir sürü dersler var ve bu durumu düzeltmezsem işlerin
daha da zorlaşacağını bir hocam sayesinde öğrendim. Şimdi uyumam gereken uyku
miktarı ile aslında yaşayabileceğimi
öğrendim ama bunu öğrenmesi çok acı oldu. Şimdi diyorum ki keşke uykuyla
geçirdiğim vakitlerimi daha başka faydalı şeylerle geçirseydim.
“ Peki bunu nasıl düzelttin uyku bağımlılığını?”
“Dediğim gibi çok kolay olmadı. Başta insanın problemini,
yani bağımlı olduğu şeyi kabullenmesi egosuna çok ters geliyor.A ma aslında biz
bağımlılık nedir bilmiyoruz. Sadece zararlı maddeler kullanan insanların
bağımlı olduğunu zannediyoruz. Mesela ben uyku bağımlısıydım. Ahmet sigara bağımlısı. Kimisi çocuğuna bağımlı, kimisi
tatlı bağımlı, kimisi ekmek ve ya işine bağımlıdır.
Bağımlılıklar farklılık gösterir ama burada mesele bağımlı olduğun konu değil
bizi bağımlı yapan sebeplerdir. O sebepleri
bulduğumuzda zaten bağımlılığımızı hayatımızdan çıkartabiliyoruz.
Yaprak bu konuştuklarımızı biraz düşün. Sen kendin için
doğru olanı biliyorsun bu yüzden ben de sana destek olmak istiyorum. Sürekli
diyet yapıp diyeti yarım bırakmak seni ne kadar üzüyor farkındayım. O yüzden
mesela kantinde ders çalışmak sana zarar verir. Çünkü buradaki yemek kokuları,
insanların yedikleri şeyler senin dikkatini dağıtır. Bu sadece senin için
geçerli değil. Bağımlılığı yenmek istiyorsan sana onu hatırlatan her şeyden
uzaklaşmalısın. Çünkü unutma, insanın iradesi yanlış şeylerden sakınmakla
güçlenir.
Yaprak aklı karışmış olarak otobüse binerken “Beni yemeğe
bağımlı yapan ne oldu?” diye kendine sormaya başladı. Farkında değildi ama
attığı bu ilk adım onu bağımlılığından çoktan kurtarmaya başlamıştı.
Elinize sağlık 🌷
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilÇok akıcı ve faydalı bir yazı
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌸 İnsanın bağımlılıklarını bırakması için başlangıç noktasının neresi olması gerektiği çok güzel özetlenmiş…
YanıtlaSilBazen insan, kendine bir soru sorar, onu çözüme götürecek ipin ucunu yakalar..,
YanıtlaSilHiç böyle düşünmemiştim. Konu sadece sigara ile ilgili sanıyordum. Teşekkürler
YanıtlaSilBağımlılıklarımızın altında yatan asıl nedenleri bulursak çözümüde bulmuşuz demektir. Ahmetin arkadaşlarına kendini kabul ettirmek için sigaraya başlaması gibi.
YanıtlaSilBağımlı olan kişinin bağımlılığını kabul etmesi en zor olan kısmı. Kabul ettikten sonraki uyum daha kolay. Yeterki gör ve kabul et.
YanıtlaSilÇok güzel anlatıldı teşekkürler
YanıtlaSilNe güzel bir yazı. Altında düşündükçe daha farklı detayları görüyor insan🍀
YanıtlaSilEllerinize sağlık.
YanıtlaSil