Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kitap Severler Kulubü

Elif, sabahın ilk ışıklarıyla güne enerjik bir şekilde başlamıştı. Akşamdan gününü planlamış, bugün arkadaşı Sare ile buluşacak olmanın heyecanını yaşıyordu. Kitapçıları gezmek Elif için ayrı bir mutluluktu. Saatlerce rafların arasında dolaşıp yeni çıkan kitapları incelemekten büyük keyif alırdı. O gün, Sare ile şehrin birçok semtinde şubesi olan büyük bir kitapçıya girdiler. İkisi de kitapların arasında kendilerini adeta başka bir dünyada gibi hissediyordu. Okuma sevgileri ortak noktalarıydı. Elif sık sık "Neden insanlar kitap okumuyor?" diye hayıflanırdı. Elif’in evinde büyük bir kütüphane vardı. Sare ile en güzel ortak yanları, kitap sevgilerinin güçlü olmasıydı. Okudukları kitapları birbirleriyle değiş-tokuş yaparlardı. Her bir kitaptan neler öğrendiklerini ve kendilerine neler kattığını uzun uzun konuşurlardı. Ayrıca "Kitap Severler" adını verdikleri bir kulüpleri de vardı. Burada, kendileri gibi kitap tutkunu arkadaşlarıyla ayda bir akşam buluşurlardı. Okudukl...

Sabah Yürüyüşü Notları: Eğitim okul da mı başlar?

  Bir sabah yürüyüşünde İnsan bazen bir manzarayı değil, bir toplumsal fotoğrafı seyreder yürürken. Dün sabah yürüyüşümde karşılaştığım bir sahne, bana küçük davranışların büyük etkisini hatırlattı. Gün aydınlanmak üzereydi. Yerlerde çiğ ve havada nefis bir koku vardı.   Sokaklar hafif hafif hareketleniyordu. Sabah yürüyüşlerimle yeni evimizin mahallesinde hem geldiğimiz yeni çevreyi tanıyor hem de sporumu yapıyordum. Henüz tanımadığım sokaklar, yeni köşeler, farklı evler vardı bolca. Sokağın köşesinden döndüğümde mahalledeki okulun önüne geldim. Okul Kapısında Araçlar kapının önünde sıraya dizilmişti. Veliler direksiyon başında, gözleri telefonda ya da boşlukta.   Fabrikada bant sistemi gibi bahçe kapısına yakınlaşıp, çocuğunu indiriyordu. Arka arabadakiler sıranın onlara gelmesini bekliyor ve tam kapının önüne gelince duruyorlardı. Az geride indirseler çocukları sanki polis ceza kesecekti. Her şey o kadar mekanik, o kadar alışılmıştı ki…         ...

Anadolu'nun ATOM KARINCASI

Yetiş Yakup.. Ufak tefek, sarışın, neşesi tebessümünden gözlerine akan bir delikanlıydı Yakup. Ergenlik döneminde babasıyla birlikte çalışmaya başlamıştı. Babası binalarda cam-çerçeve işi yaparken Yakup yardım etmeye çalışıyordu. İlk zamanlar keyif almış olsa da yaşı ilerledikçe ağır gelmeye başlamış, kaslarında zedelenmeler oluşmuştu. Baba yadigarı olan işi değiştirmesi gerekiyordu anlaşılan düşüncesiyle harekete geçti. Yakup, oldukça çalışkan ve meraklı idi. Çeşitli iş konularında kazanımları da vardı. Bu özelliğinden dolayı amcasının tekstil atölyesinde deneyim kazanmıştı. Kısa sürede iş bulmuştu. Fakat önceki deneyimlerinden farklı bir sektör olan reklam atölyesinde çay ocağı sorumluluğunu aldı. Daha önce yaptığı işlerdeki azmi, merakı uyum becerisini geliştirmişti. Yeni işinde, çalışma arkadaşları tarafından samimiyetinden dolayı sevilmeye de başlamıştı. Çünkü kendisine verilen sorumluluk haricinde iş arkadaşlarına da yardım ediyordu. Neredeyse her işe koşuyordu Yakup. Bilmedi...

Bekle Beni İlk İş Günü

Mehtap hiç uyuyamadığı gecesinden uyanmıştı ama yatak keyfi yapıyordu. Sabahın ilk ışıkları pencerenin ince tülünden odanın içine usulca sızıyordu. Çınar ağacını mesken bilmiş kuşların sabah selamlaşması kulaklara şenlik veriyordu. Henüz açmış manolya çiçeği, sabah esintisiyle kokusunu cömertçe salıyordu etrafına. Bu koku Mehtap’ın içini huzurla doldurup umudunu arttırıyordu. “Ne güzel bir karşılama,” ilk iş günümde bana huzur ve cesaret veren bir eşlikçi gibi…”diye düşündü. Yeni günün telaşı, odasına taze bir heyecan getirmişti.   Bir anda çalar saatin sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Hızla yatağından kalktı ve ayağına yumuşacık terliklerini geçirdi. Aynanın önünde bir an durdu. Yüzündeki telaş ve heyecanın işaretlerini görünce tebessüm etti kendine. Yüzünü yıkarken tekrar aynadaki yansımasına bir bakış attı. “Güzellik hazır mısın?” diye mırıldandı. Günün ona neler getireceğini hayal ederken kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. Bir iki derin nefes çekti. Ve “Evetttttt hazırım, kim...