Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ŞİKAYET EDEREK KİM MUTLU OLMUŞ Kİ?

  Elif, otuzlarında, kahverengi saçlı, gülünce gamzeleri çıkan ufak tefek bir kadındı…Bedeni gibi, Elif ’ in evi de küçücüktü.  Evi k üçük olmasına rağmen, her odasını birbirinden farklı, rengarenk saksı çiçekleri ile donatmıştı . Ufac ık balkonunu da pazardan aldığı üç beş  aksesuarla güzelleştirmişti. Evine gelen herkes, girer girmez "Şu evde huzur var ! "  derdi. Elinin değdiği her şeyi, sihirli bir değneği varm ış cas ına güzelleştirirdi. Sabah, çiçeklerini güzelce suladıktan sonra, çok sevdiği arkadaşı Ayşe ile buluşmak üzere evden çıktı. Yolda yürürken, her yerde duyduğu, yeni çı kan şarkıyı mırıldanıyordu. Yaz sıcağı iyice bast ırmıştı. Herkes sıcaktan yakınırken, Elif sabah serinliğinde yürüyüşe çıkardı. Yolda yürürken ö nüne çıkan ufak tefek çöpleri toplardı. Bunu insanlara açıklayamasada, yaptığı en ufak iyiliğin, hayatta bir karşılığı olacağına inanırdı. Her neyle ilgileniyorsa, keyifle yapardı. Başına her ne gelirse gelsin, moralini bozmadan sebe...

DEĞİŞİME CESARETİN VAR MI?

Kahve rengi saçları, gözleri ile aynı tonda olan bir gençti Alper. Saçları kıvırcıktı. Bu onu daha da sevimli gösteriyordu. Annesinin bir tanecik oğluydu. Onu sarıp sarmalamayı, yedirip içirmeyi görev edinmişti. Annesi, boyu uzasın diye beslenmesinde dikkat eder, özellikle yoğurt, peynir tüketsin diye uğraşırdı. Ama Alper peynirin kokusuna dahi dayanamazdı. Yıllar içinde dayanamadıklarına yoğurt, sirke, turşu, limonu bol salatalar da eklenmişti. Sabah kahvaltısında o gün gördükleri ile yüzü hemen ekşidi. “Hayatta yenmez bu! İğrenç!”.   Kahvaltıdan bir şey yemeden kalktı. Pilot okulu seçmelerine çok az zaman kalmıştı. Akademik olarak gayet iyiydi. Fakat boyu tam sınırdaydı. Ya sadece boy nedeniyle okula kabul edilmezse ne yapacaktı? Kuzeni Nazlı’ nın derdi bambaşkaydı. Acaba gerçekten gereksiz endişelerle hayatı kendine zorlaştırıyor muydu? Köpekten o kadar korktuğu için sabah yürüyüşüne çıkamıyordu. Denizi çok seviyor ama kafasını suya sokmaktan korktuğu için arkadaşları gi...

BU BAYRAM

  Yaz gelmiş, İstanbul’da nem kendini göstermeye başlamıştı. Hülya bir taraftan evini toparlıyor, bir taraftan da alnından şakaklarına akan terleri siliyordu. Kendi gibi zihni de telaşlıydı. Kurban Bayramı için ne yapacağını düşünüyordu. Bir an durup, lacivert ve vizon döşediği evini keyifle süzdü. Evet, her şey yerli yerindeydi. Peki hayatındaki her şey de yerli yerinde miydi? Öyle düşünceye dalmıştı ki telefonun sesiyle irkildi. Arayan babası Ali beydi. Kızıyla hâl hatır ettikten sonra bayram için ne yapacaklarını sordu. Hülya henüz karar vermediklerini, ama Bodrum ya da Silivri’de olacaklarını söyledi. Ali bey; -         Biz annenle Silivri’ye geçeceğiz. Keşke siz de bizimle olsanız. Eski günlerde ki gibi ailece bayram yapsak. Yavrum biz bugün varız, yarın yokuz. Annenin de aklı gidip geliyor. Birlikte vakit geçirsek olmaz mı? Hülya telefonu kapatırken iyice kafası karıştı. Yaşlandıklarını ve kendilerine ihtiyaçları olduğunu düşündü. Al...

SEN YAPARSIN

  Tülin yirmili yaşlarda evliliğe adım atmış; sevdiği adamla bir yuva kurmuştu. Zamanla iki çocuk annesi olmuştu. Evliliklerinin ilk yılından itibaren eşi Murat'a iş yerinde yardımcı oluyordu. Pastane şefi olan Murat bir butik pasta dükkânı açmış ve henüz çok yeni olduğu için yanına bir yardımcı almaya gücü yetmiyordu. Tülin bir yandan çocuklarının güzel yetişmesi için uğraşıyor bir yandan da dükkânda eşinin yükünü paylaşıyordu.   İlk zamanlar her şey yolundaydı. Ama Tülin hayat koşturmacasında genç yaşına rağmen biraz yorulmuştu. Sabahları güneşten önce uyanıyordu. Dükkân eve yürüme mesafesindeydi. Eşi ile hemen pişecek ürünleri hazırlıyordu. Sonra eve gidip çocuklarına kahvaltı hazırlayıp; onları okula bırakıyordu. Evde akşam yemeğini hazırlayıp tekrar dükkâna gidiyordu. Tülin’in neredeyse her günü böyleydi. Özel günlerde dükkâna gelen yoğun siparişlerde ise evde çok az vakit geçirirdi. Tülin dükkânda eşine mutfakta yardım ettiği gibi; kasada sipariş almada da yardımcı o...